Bu Blogda Ara

Alışverişlerinizde hangi mağazaları tercih edersiniz?

LÜTFEN DİKKAT

kaymakcioglupazarlama.blogspot.com



PAZARLAMA PLATFORMUNA HOŞGELDİNİZ

 

 

M.UFUK KAYMAKÇIOĞLU



Blog Arşivi

16 Temmuz 2010 Cuma

BAŞARILI İŞ ADAMLARI VE ÖĞÜTLERİ

BAŞARILI İŞ ADAMLARINDAN BİZLERE ÖĞÜTLER

İshak Alaton: “ Sizi rahatsız etse de, kendinize, bazı sualler yöneltin.”

Aranızda, planlamanın önemini küçümseyecek bulunabilir. İngilizlerin bir atasözünü tercüme etmekle yetiniyorum. “Varacağı limanı bilmeyen yelkenli için hiçbir rüzgar elverişli değildir.” Siz, hedefinizi, arzu ve isteklerinize göre tarif ve tespit edememişseniz, bütün maddi ve manevi servetiniz işe yaramayabilir.

Şimdi derin bir nefes alıp, aynanın karşısına geçin ve uzunca bir müddet gözlerinizin içine bakın. Kendinizi bulmaya ve tanımaya çalışın. Sizi rahatsız etse de, kendinize, bazı sualler yöneltin. Geçmiş günlerde başınızdan geçen bazı nahoş hadiseleri tekrar gözden geçirin. Bunların tatsız neticelerinde, kendi hatalarınızın payının ne kadar olduğu hakkında bazı yargılara varmaya çalışın... Ve bunları düşünürken, mümkün olduğu kadar tarafsız olmaya çalışın. Ne kendinize eziyet edip hep kendinizi suçlamanıza gerek var, ne de kabahati hep başkalarında bulup kendinizden kaçmanıza. Ortada bir yerde olmaya çalışın. Ve en önemlisi, kendinizle bir dostluk kurmaya başlayın.

Bu metodu bir müddet deneyip rahatladıktan sonra, aktiflerinizin bir bilançosunu çıkarın. Rakamlardan ve maddi varlıklardan bahsetmediğimi tabii ki anladınız. Dış görünüş, genel kültür, insanlarla diyalog kurma yeteneği, yabancı dil bilgisi ve yeni bir dil öğrenme yeteneği gibi aklınıza birçok hususlar gelecektir. Bunları alt alta sıralayıp, kendinize göre birer birer not veriniz. Ve bundan sonra hayatınızın kalan kısmını akıllı bir şekilde planlamaya başlayınız. Geçmiş son birkaç sene içinde rüyalarınızla gerçekleşme oranını düşünüp kendinize yeni ve varılabilir hedefler öngörün.

Bugünkü uğraşınız size uygun mu? Size heyecan veriyor mu? Her gün yeni bir şey öğrendiğinizi ve bunları her gün daha iyi kullanıp müspet neticeler aldığınızı hissediyor musunuz? O halde iyi bir yolda başladınız, ancak yabancı dil veya genel kültür gibi bazı eksiklerinizi tamamlamanız gerekiyor... 


Kadir Has: “ Başarı yolu herkese açıktır.”

Yükselirken, yüksek ahlaka önem verdim. Bulunduğum noktaya aklım, azmim, çalışmam sayesinde ulaştım. Bugün ülkemizde, başarı yolu herkese açıktır. Otomobilinizi, emniyetli kullanabilir ve emniyet şeridinde giderseniz, başarıyı yakalarsınız.

Asım Kibar: “ Başarının zevkini tattığınız zaman işlerin ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz.”


Yürürken sadece yola bakmayınız. Sağa, sola da bakınız. Dünyada neler oluyor etrafınıza bakınız. Daima işinizi geliştiriniz. Müşterilerinize kulak verip, problemlerine yardımcı olun. Çalışanlarınızla yakın ilişki kurun. Onların önerilerine değer verin. Rakiplerinizin olması size onlara yetişmek ve onları geçmek yönünde gayret vermeli. Kimseyle çatışmayın, yolunuza devam edin. Gücünüzü, işinizi daha iyi yapmaya sarfedin. Çalışanlarınıza, müşterilerinize güven verin. Herkes güven duyduğu malı alır, güven duyduğu müessesede çalışır, güvenli müessese ile iş yapar.

Yeni atılım ve teşebbüslerinizi beynelminel kriterlere göre yapın. Hislerinize mağlup olmayın. Herkes çok başarılı ve zengin olmayı ister. Şartlar uygun oluşturulmazsa netice hüsran olur. İstediğiniz kadar değil, oluşturabildiğiniz kadar başarılı olabilirsiniz. Aylık raporlama ve kontrolleri mutlaka yapınız. Rakamlar yanlış söylemez. Nakit akımını iyi ayarlayınız. Dünyada her yıl kurulan 100 şirketten % 80’i nakit akışını düzenleyemediği için iflas eder.

İşletmeler beynelminel rasyolara uygun çalışmalı. Krizler bu rasyoları bozabilir. Ama en kısa zamanda bu rasyolar düzeltilmelidir.

Son önerilerim; dürüst olun, çok çalışın, gelişin, başarının zevkini tattığınız zaman işlerin ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz.


Rahmi Koç: “ Bir günden bir güne zengin olunmaz.”

Bir defa bir günden bir güne zengin olunmaz; bunu kafalarına koymaları lazım. Piyangodan para kazananların hayatları kaymıştır. Para kazanmak ve refah içinde yaşamak için insanın bir stratejisi olması lazımdır. Strateji donuk, katı bir şey değildir. Esnek ve değişen bir hedeftir. Hedefi iyi tayin etmek lazım. Çok abartılı olan vizyonlar illüzyon olmaya mahkumdur. Vizyonunuzu hangi olanaklar ile elde edeceğinize karar vermeniz lazım. 

Gençlerin en önce girişimci olarak mı yoksa profesyonel olarak mı çalışacaklarına karar vermeleri lazımdır. Girişimci olduğunuz zaman küçük havuzda büyük kurbağa olursunuz. Mesuliyet sırtınızdadır. Uykusuz geceler geçirebilirsiniz. Profesyonel olduğunuz zaman da büyük havuzda küçük kurbağa olursunuz. Geceleri nispeten daha rahat uyursunuz. Çünkü işin sahibi değilsinizdir. Bu kararı verdikten sonra hedefler seçeceksiniz.

İş hayatında kendini devamlı eğitmeyi faydalı görüyorum. Çünkü şartlar, bulunduğunuz zemin, ekonomi, politika devamlı değişebiliyor. İşde eğitim önemli.

İş hayatında dürüst olmak şart. Çalıştığınız ülkenin kanunlarına uymak insana itibar getirir. Disiplinli çalışmak gereklidir. Eğlence ise eğlence, dinlence ise dinlence, çalışmak ise çalışmak, hepsi ölçülü olmalı.

Mutlaka aile kurulmalı. Evlat yetiştirilmeli. Mutlaka insanın dinine bağlı olması, büyüklerine hürmet etmesi ve anenelerini unutmaması lazımdır.

Varlık elde ettikten sonra insanın bu varlığını memleketine geri vermesi lazım. Sosyal ihtiyaçları karşılamak, kültür, eğitim ve sağlık alanlarında bu kazandığınız parayı geri vermek gerekir. Zenginliği sokaktaki adama sempatik hale getirmek lazım. Zengini düşman gibi göstermemek gerekiyor. Dostum rahmetli Sakıp Sabancı bunu çok iyi yapardı.

Hüsnü Özyeğin: “ Başarılı olmak için neler bildiğinizi değil neleri bilmediğinizi bilmek önemlidir.”

İş hayatında başarılı olmak için çok çalışmak, iyi bir lider olarak takımınızı motive edebilmek, neler bildiğinizi değil neleri bilmediğinizi bilmek, insanlardan enerji almak yerine insanlara enerji vermek, kendinizi sürekli yenilemek ve her kademede yönetici ve memurun gerektiği zaman görüşünü almak ve çalışanınızı, müşterinizi, tüm ilişkide olduğunuz insanları sevmek çok önemlidir.

Sakıp Sabancı: “Yerimizi alabilecek insan yetiştirmeliyiz.”

Hayatta tesadüf, fırsat, şans ancak onlardan yararlanmaya hazır olanların işine yarayabilir. Dikkatli, hevesli, çalışkan, sabırlı ve en önemlisi hedefi olan insan tesadüfleri değerlendirebilir, fırsatları yakalar ve şansı kaçırmaz.

İnsanın tek başına “dünyanın hakkından gelmesi” mümkün değil. Ancak bir vizyonu varsa; bu vizyonunu çalıştıklarıyla paylaşıyor ve onların yüreklerine inanç, azim ve şevk aşılıyabiliyorsa ve en önemlisi aynı hedefi gerçekleştirmeye kendini adamış yetenekli kişilerden oluşan bir “takım” oluşturabiliyorsa başarıya ulaşmak kolaylaşır. 

Her fırsatta söylüyorum: Bugün dünyaya baktığınızda her bir ülkede, irili ufaklı ve bir çoğu o ülkeye has problemler var. Zaman içinde bunlardan bir kısmı çözüme kavuşacak; ancak her vakit yeni çözüm isteyen yeni problemler, sıkıntılar olacak. Önemli olan bu problem ve sıkıntıların varlığı değil; o problem ve sıkıntıları çözebilecek basiretli, yetenekli ve yaratıcı insanların var olmasıdır. 

Dolayısıyla ister iş adamı, ister politikacı, isterse akademisyen olalım hepimizin en önemli görevi bizim yerimizi alabilecek, kalkınma ve gelişme bayrağını ileri ve yeni ufuklara taşıyacak “insan” yetiştirmektir. 

Ferit Şahenk: “ Eğitime, gelişime, dinlemeye açık olmanız lazımdır.”

Bir kere insanca bir yaşam felsefenizin olması gereklidir. Eğitime, gelişime, dinlemeye açık olmanız lazımdır. Mutlaka bir yabancı dilin getirdiği avantajı da kullanarak yaptığınız işlerle ve tarihle ilgili bir çok şeyi okumanız gereklidir. Çünkü insanlığın tarihi, her ne kadar teknolojik değişimden geçse de belirli bazı temel gerçekleri aktarmak, bunları hissetmek ve bilmekte fayda vardır diye düşünüyorum. Sevginin yanında saygının olması gerekliliğine de önem veririm.

İş hayatında başarılı ve zengin olmayı isteyenlere en başta dünyayı izleyebilmelerini öneririm. İkinci olarak ise, yine tekrarlıyorum, bir yabancı dil öğrenmelerini tavsiye ederim. Üçüncü önerim ise gerektiği zaman hayatın dönüş etaplarını sindirmeleridir. Bu etaplarda tecrübe ve itibar kazanarak yukarı doğru çıkmalarını, yani her zaman asansörle değil bazen de merdivenle yukarı çıkmalarını gerektiğini düşünüyorum. 


Kemal Şahin: “ Başarıda en önemli etken,insan mefhumunu çok iyi kavramak.”

Bir insan başarılı oluyorsa, mutlaka bir şeyleri doğru yapıyordur. Bir kez tesadüfen başarılı olabilirsiniz, bir sene başarılı bir firma olabilirsiniz, iyi para kazanabilirsiniz, ama sürekli başarı için, bazı şeyleri ısrarla doğru yapıyor olmanız gerekir. Ne başarı, ne de başarısızlık tesadüfi değildir.

İyi bir sanayici değilim aslında. Fabrikalarımın bir kısmını yakın döneme kadar ancak 2-3 senede bir ziyaret edebiliyordum. Son zamanlarda bunu "yılda bir"e çıkarabildim. O koca fabrikalardaki makinaların bir çoğunun alımında bizzat bulunmadım ve çoğunun da ne iş yaptığını tam olarak bilmem. Gittiğimde tesisleri hızla gezip, makinalara da şöyle bir göz atarım ve esas olarak makinelerin başındaki insanlarla ilgilenirim.

Tekstilden para kazanıyorum ama kendimi uzman bir tekstil sanayicisi olarak da görmüyorum. Belki iyi bir tüccarım. Nitekim, işe pazarlamadan başlayan, pazardan gelen bir insanım. 

Bana göre ticari başarıda en önemli etken, insan mefhumunu çok iyi kavramak, çok iyi işlemektir. İnsanları yönetebilmek, motive edebilmek için gerekli bu. Yöneticinin, duygusal zekası güçlü, insan ilişkilerini iyi bilen bir psikolog olması gerekir. Ben bir psikolog değilim, psikoloji tahsili yapmadım. Ama insanlarla iyi ilişkiler kurarak sosyal yönümü geliştirmeyi başardım. 

Başarının öyle efsunlu formülleri, sırları falan yok, birden fazla yolu olabilir. Bizim yolumuz, kesinlikle insanların severek, zevkle, mutlulukla çalışmalarını sağlamaktan geçiyor. Başarıya böyle yürüyorum. 

Yönetici adaylarına önerilerime gelince; Hedef yoldur. Her insan konumu ne olursa olsun, kendine makul hedefler koyarak onları yakalamaya çalışmalıdır. Bu şekilde yüksek motivasyonla çalışmak hem sizleri daha iyiye götürür hem de bu yolda ilerlerlerken büyük mutluluklar yaşarsınız. 

Düzenli, disiplinli ve planlı çalışan insanlar, içinde bulundukları şartları değiştirerek, mutlaka iyi bir yere gelecektir. Herkes zirveye çıkamaz ama bu şekilde çalışanlar elbet bulundukları noktalardan daha üstlere tırmanabilir. 

Bu devirde değişime uyum sağlayamayanlar özellikle global pazarlarda ayakta duramaz. Teknolojik gelişmeleri yakından takip edin. Bilgisayar ve internet dünyasıyla iç içe yaşamayı öğrenin. 

Artık bir ya da birkaç yabancı dil bilmek iş hayatında ve günlük hayatında kaçınılmaz bir zorunluluk. Eğer küreselleşen dünyada kendinizi ve firmanızı hedeflediğiniz noktaya taşımak istiyorsanız, dünyanın her yerindeki müşterilere hitap edebilecek konumda olmanız gerekiyor. 


Saffet Ulusoy: “ Zengin olana kadar zenginlerin yaşantısına özenmeyin.”

İş hayatımda yükselirken önem verdiğim şey geçmişi unutmamak, alçak gönüllü olmak, insanlara daha çok önem vermektir.

İş hayatımda bu noktaya gelene kadar çok çalıştım ve çalıştığım insanlarla hep yakın dirsek temasında oldum. Onlardan en yüksek verimi almak için işime erkenden gelerek onlara örnek olmaya çalıştım.

Akşam iş bitiminden sonra bugün neler yaptım, noksan bir işimin kalıp kalmadığının kontrolünü yaparım. Ertesi gün yapacağım işleri aklımdan geçiririm. Tutamayacağım iş sözlerini asla vermem, verdiğim sözlerin de hep arkasında olurum.

Gençlere vereceğim en önemli nasihat: çok çalışmaları, zengin olana kadar kendinden zenginlerin yaşantısına özenmeyip dünya nimetlerinin bir kısmından vazgeçip kazançlarını doğru kullanmayı bilmeleridir. Büyüklerine saygılı olup, onların geçmişte yaşadıkları tecrübelerden en iyi şekilde istifade etmeyi bilmelidirler.

Ahmet N. Zorlu: “ Basamakları göremeyenlerin yükselmeleri mümkün değildir.”

Daha öncede altını çizdiğim bir gerçek var. “Ne yaparım da patron olurum?” diye yola çıkılmamalı. Başarının temel taşı çalışmak ve bir alanda uzman olmak. 

Beni buralara getiren öğrenme hevesim ve çalışma azmim olmuştur. Benim için hedef zengin olmak değil, başarılı olmaktı hep. İkisi birbirinden çok farklı şeyler, dikkat etmeliyiz. 

Yapacağın kadar iş alıp o alanda zaman içinde en iyisi olmayı hedeflemek gerek. Basamakları göremeyenlerin yükselmeleri mümkün değil, hızlı çıkanların ise düşmeleri kaçınılmaz


kaynak:ECE VAHAPOĞLU/"BUGÜN ZENGİN OL" ADLI KİTABINDAN ALINMIŞTIR. 

MİCROSOFT'UN BAŞARI SIRLARI

BİLL GATES’İN  BAŞARI SIRLARI
Titiz bir analiz, Microsoft’un başarısını ve inanılmaz CEO’sunu açıklayan 10 tane sırrı ortaya çıkarmaktadır. İşte, Bill Gates· tarzı iş yapmanın sırları.
Doğru Yerde, Doğru Zamanda Ol İlk bilgisayarlar için oluş turulan IBM sistemini sağlayacak anlaşmayı garantileyerek, Microsoft’un başarısını sıradışı bir şans eserine indirgemek oldukça kolaydır. Fakat, bunun şans eseri olması için sanılandan çok daha fazlası gerekmektedir. Gates, IBM anlaşmasının öne mini ciddiye almıştır. O, kişisel hesaplamanın tarihini değiştire bileceğini biliyordu, ve şanslı olma ihtimalini en yüksek zirvesi ne çıkarabilmek için, altı aydan daha fazla bir süre boyunca hiç yorulmadan çalıştı.
Teknolojiye Aşık Olun Microsoft’un sürekli başarısının en önemli özelliklerinden biri, Gates’in teknolojik bilgisi oldu. O bu alanda, son kararlar Üzerinde kontrolünü korumaktadır. Birçok durumda, teknolojinin gelecek yönünü rakiplerinden daha net bir şekilde gördü. Aynı zamanda, bu yolda önderli etmek için her zaman hazırlıklı oldu.
Köle Almayın Gates, oldukça hırslı bir rakiptir. Yaptığı her şey de kazanmak için uğraşır. Fakat bu, işi ortaya atan biri olar onu oldukça zor bir uzlaşmacı yapar. O, bundan hiçbir şekilde ödün vermez ve böylelikle rakiplerini ezip geçen eski bir usta olmuştur.
Çok Zeki İnsanları İşe Alın "Yüksek IQ’lu insanlar" en zeki in sanlar için bir Microsoft terimidir. En başından beri, Gates en zekileri işe almakta ısrar etmiştir. O, teknolojik budalalardan mutlu bir şekilde sıkıntı çekmez. Bu, bazı dönemlerde seçkinci lik olarak görülüp, eleştirilere yol açmıştır. Fakat aynı zamanda bunun birçok olumlu etkisi olmuştur. Bu şekilde şirket, alanla rında en iyi insanlarla çalışma özelliğiyle büyülenen birçok zeki öğrenciyi, direk üniversiteden işe alabilmiştir.

Yaşamak İçin Öğrenin Gates, Microsoft’ta doymak bilmeyen i bir öğrenme makinesi yaratmıştır. O, bunun aynı hatayı iki kere’ yapmaktan kaçınmanın tek yolu olduğuna inanmaktadır. Fakat onun rakipleri bu konuda o kadar titiz değildirler.

Teşekkür Beklemeyin Eğer, Gates’in bu zor yoldan öğrendiği tek bir ders varsa, o da; ün ve rezilliğin hiçbir zaman birbirlerin den çok uzak olmadığıdır. Birkaç düşman edinmeden, dünyadaki en zengin adam olmayı bekleyemezsiniz.

Geleceği Gördüğünüzü Farzedin Bill Gates, yeni bir tip iş önderidir. O, yıllar boyunca, kendisinin bilgisayar endüstrisinde şimdiye kadar görülen en iyi şey olduğunu göstermiş oldu. Onun, teknolojiyi derinden anlayışı ve bilgiyi sentezlemesinde ki eşi görülmemiş yolu, ona gelecek trendleri yakalamakta ve Microsoft’un stratejilerini güçlendirmekte özel bir yetenek ver miştir. Bu, aynı zamanda, Microsoft hayranları arasındaki kor kuyla karışık büyük bir saygıya esin kaynağı vermiştir ve rakip lerinin gözünü korkutmuştur.
Sahanın Tümüne Hakim Olun Microsoft’un başarısındaki anahtar nokta, birçok projeyi aynı anda yönetebilmesindeki yetenektir. Gates, birçok görevi aynı anda yapabilen bir adam dır ve birkaç farklı teknik konuşmayı aynı anda yürütebildiği söylenmektedir. Bu inanılmaz yetenek, şirketin yaklaşımına da yansıtmaktadır. Bu da, şirketin sürekli olarak yeni piyasaları ve yeni yazılım uygulamalarını keşfetmesi anlamına gelmektedir. Bu da, onu sıradaki büyük şeyi kaçırmaktan korumaktadır.
Küçük Çaplı Bir İş Başlatın Microsoft’un hisse değerine nis peten, kendisi oldukça küçük bir şirket olarak kalmıştır. Kendi içinde de, girişimci işbirliği çevresini elde tutabilmek için, şirket sürekli olarak daha küçük bölümlere ayrılmaktadır. Bazen, de ğişim o kadar hızlı olmaktadır ki, Microsoft’un neredeyse haf talık olarak, yeni bölümler yarattığı görülmektedir. Gates, aynı zamanda, şirkette tutunabilmeyi sağlamak için, basit bir yapıyı sürekli elde tutmaya güvenmektedir. Her ne zaman iletişim yol larının gerginleştiğini ve belirsizleştiğini hissetse, yapıyı basit leştirmekte hiçbir tereddütü olmamıştır.
Hiçbir Zaman, Hiçbir Şekilde, Gözünüzü Toptan Kaçırmayın Şu sıralar, Gates, neredeyse 30 yıldan daha fazla bir süredir, mes­leğinin zirvesindedir. Bu süre içinde, hala 50’li yaşlarında olan birisi için, kötü sayılmayacak bir şekilde, dünyanın en zengin adamı olmuştur. Fakat, oldukça büyük varlığına ve başarıları na rağmen, Gates, hiçbir şekilde yavaşlama işaretleri gösterme mektedir. Kendisi, bir sonraki büyük bir şeyi kaçırmak konusunda, gizli bir korkuyla sarılmış olduğunu söylemektedir. IBM ve Apple gibi, diğer egemen bilgisayar şirketlerinin hatalarını tekrar etmek gibi bir niyeti yoktur.

SABANCI HOLDİNG'İN BAŞARI SIRLARI VE SAKIP SABANCI'NIN 48 ÖĞÜDÜ

YAĞSA İLE BAŞLAYAN BAŞARI ÖYKÜSÜ: SABANCI HOLDİNG
29.10.2005 | Anadolu Basın Merkezi | Haber
Bugün Sabancı Topluluğu'nu meydana getiren sanayi kuruluşlarının temelini oluşturan ilk şirketler, Hacı Ömer Sabancı tarafından kuruldu. Hacı Ömer Sabancı, Orta Anadolu'da Kayseri'nin küçük bir köyünde, Akçakaya'da doğdu. 13 yaşında babasını kaybettikten bir kaç yıl sonra, talihini denemek için köyünden ayrılan Hacı Ömer, 450 kilometrelik yolu yaya olarak katederek pamuk diyarı Adana'ya göç etti.
Adana'daki yeni hayatına pamuk işçisi olarak başlayan Hacı Ömer, kısa sürede "işçi müteahhitliği"ne başladı, bir iki yılda yaptığı tasarruflarla pamuk ticaretinde mütevazi bir iş kurdu. O dönemde yanında çalışan işçiler Hacı Ömer'i "Ağa" diye çağırmaya başladılar.
1928 yılında Sadıka Hanım'la evlendi ve İhsan, Sakıp,Hacı, Şevket, Erol ve Özdemir adında altı erkek çocuk sahibi oldu. 1943 yılında "Yağsa"ya ortak olan Hacı Ömer, 1946 yılında arkadaşları ile beraber "Marsa"yı aldı. Yaratıcı gücü, ileri görüşü ve yılmayan gayreti sayesinde, başarı zincirine birçok halkalar ekleyen Hacı Ömer önderliğinde, daha sonraki yıllarda sırasıyla Akbank, Bossa un ve çırçır fabrikası, Bossa tekstil fabrikası, Oralitsa ve Aksigorta kuruldu. 1951 yılında "Atlı Köşk"ü alan Hacı Ömer, ailesiyle birlikte İstanbul'a taşınmanın ilk adımlarını da atmış oldu.
Kuruluşundan beri Hacı Ömer Sabancı Holding'in Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yapan Sakıp Sabancı, 7 Nisan 1933 tarihinde Kayseri'nin Akçakaya köyünde fakir bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi.
Çok genç yaşlarda, Bossa Un Fabrikası'nda veznedarlıkla iş hayatına başladı. Sırasıyla, çiftlik müdürü ve Bossa Tekstil İşletmesi Müdürü oldu. Babasının 1966 yılında vefatından sonra kurulan Sabancı Holding'in Yönetim Kurulu Başkanlığına getirildi. Sakıp Sabancı 10 Nisan 2004 tarihinde vefat etti.

ÖRNEK İNSAN, MERHUM SAKIP SABANCI NIN BÜLENT ŞENVER E KİTABINDA YAYINLAMASI İÇİN VERDİĞİ 48 ÖĞÜDÜ...
1.Nasıl bir "Güç" arıyorsunuz? Onu Bilin. Güce sahip olduktan sonra ise onu iyi kullanın.
2.Başkasından, özellikle politikacıdan medet, ummayın.

3.Birlik ve beraberlik arayışını her işte ve her fırsatta sürdürün.
4.Karşınızdakilerin "İnsan" olduğunu hiçbirzaman unutmayın
5.İnsanların birer "Makina" olmadıklarını bilin.
6.Terfi, ödüllendirme ve cezalandırma, başarıya yol açar.
7.Adil olun. Her işte, her konuda, her fırsatta ve herkese karşı adil olun.
8."Vicdan Huzuru" başarılı olabilmenin temel şartıdır.
9.Ayaklarınız her zaman yere bassın. Hiçbirzaman havalarda dolaşmayın. Kendinizi kimseden üstün görmeyin.
10.Hiçbir işi "Kıyısından Köşesinden Tutmayın". Yapacağınız iş ne ise, küçümsemeden ona sahip çıkın.
11.Hayata uyun.
12.İyilikleri unutmayın. İyilikleri karşılıksız bırakmayın.
13.Aç gözlü olmayın. "Allahıma Şükür" demesini bilin.
14.Şans, kader ve kısmet, yararlanmasını bilenler için vardır.
15.Hiç ölmeyecek gibi çalışın. Yarın ölecekmiş gibi hazırlıklı olun.
16.Dünyanın sizin etrafınızda kurulduğunu sanmayın.
17.Dostluğa ve arkadaşlığa önem verin.
18.Güler yüzlü ve tatlı dilli olun.
19.Hedefiniz nedir? Onu bilin. Dağılmayın. Lüzumsuz şeylerle uğraşmayın.
20.Sağlıklı olun. Sağlık herşeyin başıdır.
21.Düzenli bir yaşamınız olsun.
22.Manevi dünyanız zengin olsun. Sonra maddi zenginlik gelir.
23.Bilgili olun.
24.Gözünüzü açın.
25.Risk almayı bilin. Cesur olun.
26.Güvenilir insan olun.
27.Hangi işi yapacaksanız, o işi en iyi bilenler ile işbirliği yapın.
28.Yaptığınız iş farklı olsun.
29.Müesseseleşin.
30.İşinizi sevin. İşinize sahip çıkın.
31.Tasarrufa önem verin. Tasarruf yatırım demektir.
32.Borç para vermekte, kefil olmakta dikkatli davranın.
33."İyiyi" yüreklendirin, alkış verin. "Kötüyü" ayıplayın, ceza verin.
34. Allah herkese "Bölüşmeyi" nasib etmez. "Bölüşmek" ve "Paylaşmak" kutsal ve keyifli bir iştir. Bölüşmesini bilin. Paylaşmasını becerin.
35.Kim akıllı üretir ise onun yanında olun. Kim akılsız tüketir ise ondan uzak durun.
36.Her şeyin bir şeyini, Bir şeyin her şeyini bileceksiniz.
37.Karınıza ve çocuklarınıza vakit ayırın. Ne kadar yoğun proğramınız olursa olsun, karınıza ve çocuklarınıza zaman ayırmalısınız. Bu bir zorunluluk değil bir zevktir.
38.Adınızı temiz tutmaya özen gösterin. Başarı bir bütündür. İsminizi temiz tutun ki, başarı isminizi taçlandırsın.
39.İşbirliği yapacağınız insanları, birlikte çalışacağınız kişileri ve ortaklarınızı seçerken dikkatli olun. Arkadaşlıklarınızı ve dostluklarınızı iyi kurun.
40.Çıkar uğruna, menfaat bekleyişi içinde, belli kolaylıklardan veya imkanlardan yararlanmak hesabıyla, uygunsuz kişi veya guruplarla ilişkiye girmeyin.
41.Kişisel çıkar uğruna, geçici kazanç için kimseyi satmayın.
42.Fikirlerinizden ve değer yargılarınızdan fedakarlık etmeyin. Etmeyin ki önce aileniz ve yanınızda çalışanlar, sonra iş yaptıklarınız ve çevreniz size güvensin.
43.Şeyh uçmaz. Onu müridleri uçurur. Başarıyı yakalamak, başarıyısürdürmek, başarıyı ileriye götürmek isteyenler ayaklarını yerden kesmemeye, uçmamaya özen gösterirler. Çünkü uçan hiçbir şey havada kalmaz.
44.Hırçın olmayın, hem kendinize hem de başkalarına huzur verin. Hırçınlıklarınızı yenmeye çalışın.
45.Dost olun, arkadaş olun. Dostunuz olsun, arkadaşınız olsun. İnsan sevdikçe ve sevildikçe mutlu olur.
46.Yaşamadan ölmeyin. Yaşayarak ölün. Ölümden söz etmek kötü birşey ama, ölüm mukadder son. Her faninin kaderinde var İnsan bu dünyaya bir defa geliyor.
47.İnsan ölürken yaptıklarına değil, yapamadıklarına pişman olurmuş. Son nefesinizde yapamadığınız şeyler için üzüntü duyun.
48.Eşini iyi seçemeyen, işini de iyi seçemez.


ÜLKER'İN BAŞARI SIRLARI

ÜLKER´İN BAŞARISININ YEDİ SIRRI 
Coca Cola ve Pepsi´yle çarpışma riskini göze alan ülker, pazarda Pepsi´yi devirip ikinci sıraya oturdu. Peki Ülker´i başarılı yapan neydi? İşte Ülker´in başarısının 7 altın kuralı 

Dünyanın kola devleri Coca-Cola ve Pepsi’ye Türkiye pazarında rakip olma riskini göze alan Ülker Grubu, Cola Turka markası ile yüzde 20 pazar payı elde ederek kısa sürede ikinci marka olmayı başardı. Cola Turka’nın en az iki yıllık karar ve Ar-Ge hazırlık süreci sonrasında piyasaya çıkarıldığını söyleyen Ülker İstişare Konseyi Üyesi Metin Yurdagül, Ülker’in cesaretinin arkasında çok basit bir düşüncenin yattığını söyledi: Yüzde 100 Türk olan bir kola markasının başarılı olacağını sezerek harekete geçmek. “Kola pazarında hiçbir zaman liderliği hedeflemedik” diyen Yurdagül, Ülker’in faaliyet gösterdiği her alanda pazar liderliğini hedeflediğini, en zor alanlarda bile ikinci olduklarını vurguladı. 

Rakiplerinin büyüklüklerine ve gücüne aldırmayan Ülker, stratejisini pazar boşluğu üzerine değil, pazarın ihtiyaç duyacağı etnik bir ürün üzerine kurdu. Sonuç Ülker’i haklı çıkardı. Pazarı iyi takip etme becerisi gösteren Ülker, aynı başarıyı hızla girdiği dondurma pazarında da gösterdi. Pazardaki boşluğu rakiplerinden önce fırsata dönüştüren Ülker dünya devi Unilever’e kafa tutarak 3 yılda Golf markasıyla pazarın yüzde 25’ine hâkim oldu. 

Gıdanın zirvesine yerleşti

Cola Turka’da agresif büyüme gösteren Ülker, pazar liderliği hedefiyle yola çıkmadı. Bundan 62 yıl önce Sabri Ülker tarafından Eminönü’nde küçük bir dairede üç işçi ile kurulan Ülker, bugün Türk gıda sektörünün zirvesinde oturuyor. 9 ayrı ülkede yatırımı, 60 şirketi, 38 fabrikası ve 21 bin çalışanı bulunan Ülker, özellikle ana sektörleri olan bisküvi, çikolata, şekerleme-gofret ve kraker gibi ürün gruplarında yüzde 60 pazar payı ile lider konumunda.

Üretimine bisküvi ile başlayan Ülker, bugün hazır çorbadan çocuk mamasına, koladan margarine ve süt ürünlerine kadar bin 500 ürün çeşidi ve 250 marka ile pazarda faaliyet gösteriyor. Ülker Şirketler Topluluğu 2000’de 1.5 milyar dolar olan cirosunu ise 5 yılda 6.6 milyar dolara taşıdı. Ülker’in özellikle 2000’li yıllardan itibaren elde ettiği başarıların arkasında yatan neden, uluslararası devlerin hâkim olduğu ve herkesin risk olarak nitelediği alanlardaki potansiyeli görüp buraya yatırım yapmak. Bunun en son örnekleri Cola Turka ile birlikte, dünya devlerinin yarıştığı dondurma, fonksiyonel gıda ve bebek maması pazarları. 

Ülker’in başarılı olacağına inandığı yeni pazarlardan biri de dondurma oldu. Karşısına yine bir dünya lideri Unilever’i alan Ülker’i bu yatırıma sürükleyen gerekçe ise pazarın yeni olmasıydı. Üç yıl önce Golf markasıyla pazara giren Ülker, bugün yüzde 60 civarında pazar payı olan Unilever’in ardından yüzde 25 pazar payı ile ikinci sıraya yerleşti. Golf, piyasaya sunulduktan sonra dondurma pazarını da yüzde 50 büyüttü. Türkiye’deki kişi başı yıllık 1.5 litrelik dondurma tüketiminin gelişmiş ülkelerin çok altında olmasından yola çıkan Ülker, pazarın büyüme potansiyelini fırsata çevirdi. Yurdagül, bu hamlelerini ise “Pazarın potansiyeli karşısında dünya devi Unilever ile rekabet riskini göze almak” şeklinde açıklıyor.

Metin Yurdagül’e göre Ülker’in başarısının ardındaki en büyük neden kaliteli üretim. Kaliteli üretimin kaliteli hammadde ile olacağından yola çıkan Ülker, stratejisini hammaddesini de kendisi üretecek şekilde yatay büyüme üzerine kurdu. Yurdagül, “Şirketin kurucusu Sabri Ülker kaliteli üretime verdiği önem nedeniyle hammadde temininde de üretim yapmayı tercih etti. Çünkü şirketin kurulduğu dönemlerde kaliteli hammade bulmak çok zordu. Yaptığınız bir bisküvi ikincisini tutmuyordu. Sabri Ülker, bu sorunu iyi bir bisküvi için gerekli olan unu, yağı, şekeri üretecek fabrikaları kurarak çözdü. Bu da üretimdeki maliyetlerimizi aşağı çekerken aynı zamanda şirketi yatay olarak sürekli büyüttü” diyor. 

Tüketim süresi sınırlı ürünlerden oluşan gıda sektöründe başarılı olmanın öncelikli koşulu hızlı ve yaygın dağıtım ağı. Rakipleri karşısında en büyük silahı dağıtım ağı olan Ülker, bisküvi, çikolata, şekerleme gibi ürün gruplarında her hafta 5 bin araç filosuyla en az bir kere 200 bin noktaya ulaşıyor. Bu sayı yağ ve diğer ürünlerde 120 bin dondurmada ise 55 bin. Dağıtım için 7 farklı teşkilat oluşturan Ülker, her ürün gamı için ürünün niteliğine göre donatılmış farklı araç filoları kullanıyor. Dağıtımdaki üstün avantajı sayesinde Türkiye’nin en ücra köşelerinde bile Ülker ürünleri tüketici ile buluşuyor. Bu sayede satış noktalarındaki tüketici eğilimlerine doğrudan ulaşma imkânı yakalayan Ülker, elde ettiği geri bildirimler doğrultusunda ürün çeşitliliğini artırıyor.

2001’den sonra 9 ülkeye yatırım

Ülker iç pazarda olduğu kadar ihraç pazarlarında da iddialı yatırımlara imza attı. Türkiye’de yaptığı üretimlerle 110 ülkeye ürün ihraç eden Ülker, ihracat stratejisini yabancı ülke pazarlarındaki boşlukları yerinde ürtim ile doldurmak üzerine kurdu. Daha geniş pazarlarda güçlü bir bölgesel gıda şirketi kurmayı hedefleyen Ülker 2001 yılından bu yana Suudi Arabistan, Kazakistan, Ukrayna, İran Özbekistan, Cezayir, Mısır, Pakistan ve Romanya olmak üzere toplam 9 ülkede yatırım yaptı. Üretiminde farklı tüketici beklentilerini de gözönünde bulunduran Ülker her ülkenin damak tadına uygun olarak geliştirdiği ürünlerle uluslararası ve yerel rakiplerine karşı avantaj sağladı. Bu stratejisi onu üretim yaptığı tüm ülkelerde pazar liderliğine taşıdı. 

Özellikle Ortadoğu ve Afrika pazarlarında hedeflerine kısa sürede ulaşan Ülker, Romanya’da yaptığı yatırımla bu başarıları, şimdi Avrupa pazarına taşımayı hedefliyor. Önümüzdeki yıl Romanya’nın Avrupa Birliği’ne girecek olmasını fırsat olarak gören Ülker, buradaki üretim kapasitesini artırarak AB ülkelerine gümrüksüz mal sokmayı hedefliyor. Geçtiğimiz yıl 380 milyon dolar ihracat geliri elde eden Ülker, bu sayede 2006 yılında ihracat oranın 400 milyon dolara çıkaracak.

Ülker stratejisinin 7 değişmez kuralı

Yöneticinin eli her aşamada işin içinde olmalı. Piyasaya, tüketiciye ve çalışanlarına uzak kalan yönetici başarılı olamaz.

Hız çok önemli. Ama hızlı olurken doğru kararı alabilmelisiniz. Aksi taktirde acele kararlar zarar verir.

Türkiye ve dünyayı iyi takip edip ürün stratejisini pazardaki yeni trendlere göre oluşturmalısınız.

Sıkı rekabet çalışanı ve şirketi daima hızlandırır. Pazara hâkim olmak şirketi atalete (tembelliğe) sürüklememeli.

Faaliyet gösterdiğiniz pazarın kültürel ve sosyal özelliklerini bilmek ve ona göre ürün geliştirmek.

Hedef olarak seçilen pazarlardaki ihtiyaçlar ve boşlukları herkesten önce değerlendirmek gerekir.


6 Temmuz 2010 Salı

MAĞAZACILIK-GÖRSELLİK-TANZİM VE TEŞHİR

                                       MAĞAZACILIK-GÖRSELLİK-TANZİM VE TEŞHİR

                                                           MAĞAZACILIK
"Mağazacılık, bir türlü bitmesini istemediğiniz binlerce işin toplamıdır. Bu binlerce işin amacı, müşterilerin güzel alışverişler yapması, eski müşterilerin gelmeye devam etmesi, yeni müşterilerin sayısının her geçen gün artması, çalışanların çok yorulması , ama hiç sıkılmadan keyifle çalışması, mağazanın, şirketin sürekli gelişmesi ve büyümesidir". Bu pratik tanımlamaya ek olarak mağazacılıkla ilgili şunlar söylenebilir: Mağazacılık, pazarlama faaliyetinin en son noktasıdır. Çeşitli aşamalardan geçerek müşterilere sunulmaya hazır hale gelen ürün ve hizmetler, mağazalarda son kullanıcı ile buluşurlar. Mağazalar, ürün ve hizmetlerin müşterilerle buluştuğu yerler ol maktan çok daha öte bir anlam taşırlar. Mağazacılık, müşterilere keyifli, eğlenceli, gereksinimlerinin karşılanacağı ve onları tatmin edecek bir ortamın yaratılmasıdır. Bunun için, yaratıcı, dinamik ve çok yönlü bir çalışmayı gerektirir. Mağazacılık bir dünya yaratmaktır. Kalite, hız ve her alanda uygunluk peşinde olan müşterileri etkileyecek, onlara bilgi verecek, ürünü tanımalarını sağlayacak, tedirgin etmeyecek, sürprizlerden uzak, güvence veren, rahat vakit geçirmelerini sağlayacak, son yılların gözde olan terimi ile "mutlu" olmalarını sağlayacak, beklentilerinin üzerinde tatmin olmalarını sağlayacak bir dünya yaratmaktır. Bu dünya yaratılırken, müşterinin gerçekten gereksinimi olan ürün ve hizmetlerin sağlanması, zengin bir çeşitlilik yaratılması ve kalite güvencesinin sağlanması ilk adımdır. Bu ürün ve hizmetlerin müşteriye sunulmasında, mağazanın yeri, cephesi, vitrini, malların yerleşimi, iç teşhirler, dekorasyon, açılış ve kapanış saatlerinin uygunluğu, ürün ve hizmetlerin zamanında hazır bulundurulması, fiyatların uygunluğu, ürünler hakkında doğru ve eksiksiz bilginin sağlanması, tüm alışveriş boyunca doğru hizmetin sunulması, satış sonrası hizmetlerin eksiksiz uygulanması, hep önemle üzerinde durulması gereken konulardır. Mağazalarda yüz yüze yapılan satışı, diğer satış faaliyetlerinden ayıran ana konular arasında, müşterinin yalnızca mantıklı ve yalnızca gereksinimlerini karşılayıcı bir alışveriş peşinde olmaması; iş hayatındaki diğer alışverişlerin aksine, ileri derecede sübjektif olabilen ve psikolojik faktörlerin ağırlıklı olarak rol oynadığı bir alışveriş aktivitesinin söz konusu olması; küçük miktarlarda alışveriş yapılması, anlık kararlarla yapılan, önceden hiç düşünülmemiş alışverişlerin yaygın olması; mağazanın yerinin ve çeşitli fiziksel özelliklerinin çok önemli olması sayılabilir. Mağazacılık hiç durmayan bir çalışmadır. Müşteri daha içeri girmeden başlar, içeri giren müşterinin mağazadan ayrılması ile bitmez, satış sonrasında verilecek hizmetlerle devam eder. 

                                                        MAGAZACILIKTA GÖRSELLİK
Amerika’da alışveriş merkezlerinin ve katlı mağazacılığın ilk dönemlerine dayanan görsel mağazacılığın tarihçesi, Türkiye’de sanıldığından çok daha eski… Çünkü bizler, dünyanın en eski ve en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı’na sahip bir kuşağın torunlarıyız. Günümüzde bile dünyanın önde gelen mağaza tasarımcıları ve görsel mağazacıları mutlaka Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı’nı gezer, buralardaki dededen toruna geçmiş ürün sunum tekniklerinden esinlenir, renklerin büyülü dünyasında dolaşırken aynı zamanda Türkiye’nin zengin, hizmete dayalı doyumsuz deneyimlerin paylaşıldığı perakende tarihinin izlerini takip ederler.

Görsel ürün sunumunun onlarca yıldır kullanılan temel teknikleri, ürünlerimizi mağaza içinde müşterilerimize en doğru şekilde göstermek, böylelikle satışı hızlandırmak ve karlılığımızı en üst seviyeye çıkarmak amacıyla kullanılır. 

Tekniklerin birçoğu bayan veya erkek tekstil mağazalarında, ayakkabı mağazalarında, marketlerde, ev ve ev dekorasyonu mağazalarında, eczanelerde, kitapçılarda, pastanelerde, çocuk ürünleri satan mağazalarda vb, tüm mağaza yapılarında kullanılır, değişen sadece görsel mağazacılık tekniklerini kullanarak oluşturduğumuz ürün sunumlarıdır.

TANZİM VE TEŞHİR (MERCHANDISING)
Ürünlerin satış noktalarında (market, bakkal, hipermarket vb.) bulunabilirliği, fark edilebilirliği ve satın alınabilirliğini arttırmak ve kolaylaştırmak için tüketicilere yönelik yapılan her türlü iletişim ve aktivitelerin bütününe Merchandising (Tanzim-Teşhir)  denir.
Satış noktalarında müşteri ile karşı karşıya gelindiğinde iki farklı aktivite dikkat çeker. Talep yaratabilmek ve talebi karşılayabilmek. Satışın sağlanabilmesi için önce talebin yaratılması gerekmektedir. Bunun için en etkili yöntemlerden biri tanzim-teşhir uygulamalarıdır. Tanzim-Teşhir tüketicin satın alma kararını etkilemek, rakibe göre avantaj sağlamak, karlı satışı elde etmek, marka bağımlılığı yaratmak ve alışverişi kolaylaştırmak için yapılır.
Ürünler ne kadar çok satın alınırsa o kadar çabuk tüketilir. Merchandising teknikleri satışı arttırırken, markanın pazar payını genişletmesine de yardımcı olur.

Merchandising çalışmalarının firmaya / markaya sağladığı katkılar genel şunlardır:

  • Kısa sürede satışı sağlar.
  • Stokların eritilmesine yardımcı olur.
  • Marka bağımlılığı sağlar.
  • Markanın satış noktalarında ayırt edilmesini sağlar.
  • Markayı tüketiciye yaklaştırır.
  • Rakibe karşı avantaj yakalanmasını sağlar. 

Merchandising çalışmalarında dikkat edilmesi gereken unsurlar;

  • Doğru yerde doğru kararların alınması,
  • Mağazanın büyüklüğü ile yapılacak tanzim teşhirin doğru orantılı olması,
  • Hedef kitleye ulaşmanın en uygun olduğu zamanların planlanması (Okula dönüş kampanyaları, yaza giriş kampanyaları vb.),
  • Doğru tanzim teşhir elemanlarının seçilmesi, bu önemli görevi üstlenen elemanların çok iyi eğitimli olması,
  • Rafların çok düzenli organize edilmeleri ve doğru ön yüz yapılması,
  • Fiyat etiketlerinin görünür ve doğru olması,
şeklinde sıralanabilir. 

Merchandising çalışması yapmak için seçilecek ajansta bulunması gereken özellikler nelerdir?

Doğru yerde doğru teşhiri yapabilecek, doğru tanzim teşhir elemanını görevlendirebilecek, sahadaki gelişmeleri her türlü teknik araçla doğru ve hızlı bir şekilde takip edebilecek, tüm Türkiye’deki satış noktalarına hakim olabilecek bir ajansın seçilmesi gereklidir.




MARKA-AMBLEM-SLOGAN

           MARKA-AMBLEM-SLOGAN                              

                          MARKA
      Benzer ürünleri yada hizmetleri başkalarının ürün yada hizmetlerinden ayırt etmek üzere kullanılan yada belirli bir hizmetin sunulması sırasında kullanılan AYIRT EDİCİ İŞARET marka olarak tanımlanmaktadır. Sözcükler, Sayılar, Harfler, Şekiller, Ürünün Şekli veya Ambalajı ile bunların birlikte sunuluşları marka olarak değerlendirilmektedir. 
     Marka koruması, ürün ya da hizmetlerinde marka kullanan marka sahiplerini koruyan bir sistemdir. Marka tescilinin amacı, özel yasa ile getirilen korumadan yararlanmak anlamındadır. Başkası tarafından kullanılan tescilsiz bir markanın, hak sahibi olmayan bir kişi tarafından tescil için başvuru yapılması veya tescil ettirilmesi hallerinde, gerçek marka hakkı sahibinin itiraz etme veya dava açarak tescili iptal ettirme yetkisi vardır. 
      Herhangi bir ürün için kullanılmak üzere bir marka seçimi sırasında dikkat edilecek en önemli konu, seçilen işaretin diğer markalardan farklı olmasıdır. 
     Marka tescilleri sırasında en önemli konu, markanın seçimi ile marka tescilinin kapsayacağı malların ya da hizmetlerin saptanmasıdır. Markanın başkaları tarafından tescil ettirilmiş ya da kullanılan markalardan ayırt edilebilecek şekilde farklı olması gerekmektedir. Marka tescilleri ile sağlanan koruma, tescil edilecek marka ve markanın kullanılacağı mallar ile sınırlı olduğu için, mal (ürün, eşya) listesi hazırlanırken, gerçek iş konusuna uygun olarak hazırlanmalıdır. 
     Markanın tescil tarihinden itibaren, beş yıl içinde mal listesinde yazılı mallarda kullanılması zorunlu olduğu ve markanın kullanılmadığı mal için, istek üzerine mahkemece iptal edilebileceği de değerlendirilme

                         İyi bir markanın özelliklerini şöyle sıralayabiliriz.
1. Kısa, basit, söylemesi   okuması kolay, kulağa hoş gelir olmalı, mümkünse tek bir söyleniş şekli olmalıdır.
2. Akılda kolayca kalabilmelidir.
3. Modası geçme olasılığı az olmalıdır.
4.Özellikle yabancı ülkelere de satılacak mallar söz konusu ise bütün dillerde kolayca söylenmelidir.
5.Malın şekline, ambalajına uygun olmalıdır.
6.Malın niteliklerine ve kullanış yerlerine ilişkin bilgi vermelidir.
7.Marka, özel isim olmalı, ulusal, ideal vb. genel isimler kullanılmamaktadır.

                              AMBLEM
      Amblem, çizgi ve resimle yapılan işaretlerdir ya da daha geniş tanımıyla "Ürün ya da hizmet üreten kuruluşlara kimlik kazandıran, sözcük özelliği göstermeyen; soyut ya da nesnel görüntülerle ya da harflerle oluşturulan simgelerdir". 

                                                    
AMBLEM ÇEŞİTLERİ

Harflerden Oluşan Amblemler : 
Eğer tek harften oluşan bir amblem söz konusuysa o zaman o harfin farklı olması kaçınılmazdır. Amaç farklılık olduğunda tasarımcı yeni bir harf formu arayacaktır. Birden fazla harften oluşan amblemlerde ise en önemli özellik dengeli kullanımları ve yine farklı olmalarıdır. 
 Biçimleriyle Firma Hakkında Bilgi Veren Amblemler: 
Bu tür amblemlerde sembollerden yararlanılır. Kimi sembollerin yüklendiği anlamlar vardır. Bu anlamlar çoğu sektör tarafından kendilerine mal edilmiştir. Dolayısıyle bir firmaya ait amblem tasarımı yapılırken firmanın ait olduğu sektöre özgü sembollerden yararlanılır. Örneğin Baykuş akıl, bilim bilgelik demektir ve eğitim kurumlarınca kullanılır. Bir de firmaların isimlerinden yola çıkılarak sembolik amblemler tasarlanır ki buna da örnek vermek istersek Pelikan markasının ambleminin Pelikan kuşu olmasını söyleyebiliriz. 

Harf ve Resimsel Biçimlerin Bir Arada Kullanıldığı Amblemler:
Formlarını harflerden alan ve firma hakkında imaj veren biçimlerden oluşan amblemlerin kombinasyonlarıdır. Bu tür amblemler, firma hakkında bir imaj verirken firma adının baş harfi ile de diğer firmalardan ayrılmasını kolaylaştırır ve akılda kalma yüzdesini artırır.


                                                    SLOGAN
Slogan markanın bir cümleyle kendini ifade etmesidir. Hedef kitlenize söylediğiniz ilk cümle sizi tanıtan ilk unsurdur. Kendinizi nasıl ifade edersiniz sorusunun cevabı sloganda gizlidir. 
Markalar için slogan seçimi çok önemli.

İyi bir slogan nasıl olur ve hangi özellikleri taşır? Bunu örnek sloganlarla açıklayalım:

Sade ve etkili: Slogan az sözle çok şey anlatma sanatıdır. Bu yüzden sade bir slogan seçimi, sloganın etkinliğini arttırır. Ama bunun yanında sade slogan bulmak ve bu sloganın etkili olması oldukça zordur. "Su hayat'tır"(Hayat su) hem sade hem de suyun temel işlevini vurgulayan gayet etkili bir slogan. "Connecting people"(İnsanları birbirine bağlar)( Nokia) iletişime ve Nokia'nın esas işine vurgu yapıyor. "Türkiye çöl olmasın" (Tema vakfı) ana amacını sade bir şekilde açıklıyor.

Orijinal: Sloganın orijinal olması rakiplerinden daha kolay sıyrılmasını sağlar. Markanın etki gücünü arttırır."Eskimiş çoraplarınızı atın, atamazsanız paspas yapın"(Jill) ile Jill, çok büyük bir yankı uyandırmıştı. Eskilerden kurtulun mesajını vurgulayarak yenilik sunduğunu anlatıyordu. "İmaj hiçbir şeydir, susuzluk her şey, susuzluğunu dinle" (Sprite) diyerek susadığımız zaman kendisini hatırlamamızı sağlıyor. "En değerli giysiniz cildiniz"(Arko krem) cildimize farklı bir bakış açısı getiriyor. "Önce hüplet, sonra gümlet" (Capri sun) hem meyve suyunu keyifli hale getiriyor, hem de meyve suyu kabını patlattırarak eğlence sunuyor tüketicisine. 

İddialı: Tüketiciler güçlü firmalara daha çok güveniyorlar. Bu yüzden sloganda firmanın gücünü belli etmesi ve bunu vurgulaması ona olumlu puan kazandırıyor. "Dünyanın 1 numaralı diş macunu "(Colgate) ben en iyisiyim derken, "Kek dünyasında tek"(Dankek) rakipsizliğini ilan ediyor. "En güzel çay, doğuş çay" (Doğuş çay)çayın en güzelini ürettiklerini belirtirken, "Çok oluyoruz" (Mavi jeans) diyen Mavi, Avrupa'da yakaladığı başarıya atıfta bulunuyor."İnternet eşittir Superonline" (Superonline) Türkiye'de internet çağının kendileriyle başladığını dile getirirken, "Bir dünya markası "(Beko) markasının vizyonunu iddialı bir şekilde ortaya koyuyor.

Uyumlu: Slogan markaya fayda sağlayacağı gibi zarar da verebilir. Bunu en net ürüne uymayan sloganlarda görüyoruz. Slogan ürününün temel işleviyle uyumlu olmalı. Aksi takdirde tüketicinin gözünde olumsuz bir imaja sahip olunuyor. "Lekelere düşman, çamaşıra dost "(Ace) lekeleri çıkarırken, çamaşırlarınızı yıpratmayacağını söylerken, "Form ye. Formda kal"(Eti form) formunuzu korumanın önemini hatırlatıyor. "Şampuanınıza servet ödemeyin"(İpek şampuan) ve "Toptan fiyatına perakende satış" (Bim) fiyatlarının uygunluğunu öne çıkarıyorlar. Bankacılığın güvene dayalı olduğunu "Güveninizin eseri"(Akbank) sloganı ile belirten Akbank, markasıyla gayet uyumlu bir slogan kullanıyor. 

Güvenilir: Tüketicilerin davranışlarını etkileyen en önemli faktörlerden biri güven. Tüketici güven duymadığı markayı tercih etmiyor. Güven ve para söz konusu olunca Robert Bosch'un "İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim" sözünü hatırlıyoruz. Bosch sloganında bunu öne çıkararak "Önce güven"(Bosch) diyor. "10 kata kadar daha uzun ömürlü"(Duracell) pilinizin hemen bitmeyeceği garantisi sunarken, "Kontrolsüz güç, güç değildir"(Pirelli) güvenliğin altını çiziyor."Tamek'se koy sepete"(Tamek)"bize güvenin, çekinmeden alın" diye yaklaşıyor tüketiciye.

Akılda kalıcı: Tüketiciler her gün birçok reklâmla karşılaşıyor. Bu durumda hatırlanabilir olmak ön plana çıkıyor. Bunun farkında olan firmalar ise genellikle kafiyeli kelimeler kullanarak hatırlanma oranını arttırmaya çalışıyorlar. "Aromadan başkasını arama"(Aroma) ve "Tek benzeri öteki teki"(Arow) uyumlu kelimeleri kullanarak hem kolay hatırlanıyor, hem de biz diğerlerinden farklıyız mesajını veriyorlar."Bu terlik, tam benlik"(Twigy) diyen Twigy, terlik konusunda öne çıkmayı tercih ediyor.

Farklı: Sloganlar özelleştikleri oranda başarılıdır. Klişe sözcüklerden kaçınılmalıdır. Çünkü klişe sözcükler tüketicinin alıştığı kalıplardır ve belli bir noktadan sonra tüketici duyarsızlaşır. Böyle olunca da etki gücünüz kalmaz."Kışkırtır!" (Slazenger) ve "Ben özgürüm" (Hazırkart) modern çağda özgürlüğün önemine dikkat çekerken,"Delikanlı kızlar, molped kullanır" delikanlı kızların markası olduğunu duyurup bu şekilde farklılaşmayı tercih ediyor."Faizsiz kazanç"(Al Baraka Türk) bankacılığa farklı bir bakış açısı getiriyor.

Olumlu: Tüketicinin seçim yaparken dikkat ettiği unsurların başında markanın ona ne hissettirdiği gelir."İnsanlar söylediklerinizi ya da yaptıklarınızı unutur, ama onlara ne hissettirdiğinizi asla unutmaz"(Maya Angelou).Tüketicinin zihninde güzel çağrışımlar uyandıran sloganlar tüketiciler tarafından olumlu algılanıyor. "İyi ki ona rastladım" (Bellona)yapılan iyi tercihlerin olumlu sonuçlar doğuracağını anlatırken, "saçlarınızın güzelliği gözlerinize yansır"(Duru şampuan)diyen Duru, bakımlı saçların önemine dikkat çekiyor."Mutlu et kendini!"( Eti browni)mutluluk gibi cazip bir teklifte bulunuyor. "Kirlenmek güzeldir"(Omo) kirlenmeye olumlu bir açıdan bakmayı tercih ederken,"İmpossible is nothing"(İmkânsız diye birşey yoktur.) (Adidas) isteyince başarabileceğinizi if

SATIŞ GELİŞTİRME VE TUTUNDURMA

KİŞİSEL SATIŞ ve SATIŞ GELİŞTİRME
Yüz yüze satış olarak adlandırılan kişisel satış, bir veya daha fazla potansiyel müşteri ile görüşmeyi, karşılıklı konuşmayı ve satışı sonuçlandırmayı amaçlar. Genellikle, ürünün satın alma miktarı fazla olduğunda, düzenli olmayan aralıklarla satın alındığında, ürünün özelliklerinin açıklanması ve gösterilmesi gerektiğinde kişisel satış yöntemine başvurulur.
Bu yöntemde, satış personeli müşterilerle daha yaratıcı ve daha etkili iletişim kurabilmektedir. İki temel özelliği, esnek ve bağlılık oluşturmasıdır. Esneklik özelliği, yüz yüze uygulanan bir yöntem olmasından kaynaklanır ve satış çabaları müşterilerin taleplerine, ihtiyaçlarına ve vereceği tepkilere göre yürütülür.
Ancak, diğer satış çabalarına göre yüksek bir maliyet gerektirmektedir. Pahalı ve zor bir teknik olmasına rağmen, bugün birçok işletme tarafından uygulanmakta ve organizasyonlarda yerini almaktadır. 
1. Kişisel Satışın Üstün ve Zayıf Yönleri 
Kişisel satış ekibi, potansiyel müşterileri bulmak ve mevcut müşterileri elde tutabilmek için çok sık seyahat etmektedir. İşini yaparken büyük zaman ve emek harcamaktadır.  Bu da yapılan faaliyetlerin maliyetini yükseltmektedir. Ancak satışcı, müşteriyle karşı karşıya geldiği için, ürüne olan tepkileri ve ilgiyi anında ölçebilmektedir. Böylece müşterinin sorularına ve itirazlarına gerekli yanıtları hemen verebilmekte ve satışı sonuçlandırmaktadır.
O hâlde ürün ya da hizmet ne kadar teknik ve karmaşık ise, onu satmak için satış elemanlarının kullanılması da o kadar gereklidir. Siz de işletmenizde kişisel satış faaliyetlerine başlamadan önce mutlaka üstün ve zayıf yönlerini karşılaştırın. Hangi yöntem satış örgütünüz için kârlı ise onu tercih edin.
a. Üstün Yönleri 
- Tepkiseldir. Bire bir iletişime dayandığı için tepkilerin anında gözlemlenmesini sağlar.
- Değişken mesaj avantajı vardır. Satışcı, müşterinin ihtiyaç ve taleplerine göre mesajları isterse değiştirebilir.
- Esnektir. Satış elemanı, müşterilerin ihtiyaçlarına göre alternatif çözümleri analiz edebilecek esnekliğe sahiptir.
- Yüksek ilgi. Satışcı müşterilerin dikkat ve ilgi alanlarını yüksek tutabilir.
- Etkindir. Müşterilerin reklamlardan ve diğer iletişim araçlarından daha çok etkilenme ve ikna olma olasılığı mevcuttur. 
b. Zayıf Yönleri  
- Kapsamı sınırlıdır. Belirli bir süre içerisinde az sayıda müşteri ile ilişki kurulabilir.
- Maliyetlidir. Her bir müşteri ile ilişki kurmanın maliyeti yüksektir.
- Uzun sürelidir. Kısa dönemli olmayıp, uzun ve süreklidir. Özellikle, satış gücü yönetimi planlı bir uygulama yi zorunlu kılmaktadır.
2. Kişisel Satışın Amaçları
Günümüzde işletmelerde kişisel satış yaygın olarak kullanılmaktadır. Amaçları şunlardır:  
- İşletme ve markanın imajına katkıda bulunmak.
- Müşterilerin marka tercihini ve marka bağlılığım artırmak. Ürün ve markanın fark edilmesini sağlamak,
- Seçkin ve daha fazla sayıda müşteriye ulaşmayı sağlamak,
- Müşteriyi ikna ederek satış yapmak ve devamlılık sağlamak,
- Müşteri memnuniyet düzeyini yukarıya taşımak,
- Ürünün satın alma sıklığını ve miktarım artırmak. İşletmeye daha çok kazandırmak,
- Ürün ve hizmetlerle ilgili bilgi düzeyini artırmak,
- Bilinçli bir müşteri kitlesi oluşturmak,
-  Satış sonrası hizmetleri desteklemek

SATIŞ GELİŞTİRME/TUTUNDURMA
Satış geliştirme/tutundurma günümüzde yaygın olarak kullanılmasına rağmen, pazarlama literatüründe kısıtlı bir yere sahiptir. Kişisel satış, reklam ve tanıtma dışında kalan iletişim çalışmaları olmasından dolayı kapsamı ve uygulamaları çok değişiklikler göstermektedir. Geçici ve kısa süreli olması en belirgin özelliğidir.
Ancak etkileri uzun sürelidir. Satış tutundurma faaliyetleri son yıllarda hızlı bir gelişim göstermiş ve birçok işletme tarafından yoğun bir biçimde kullanılmaya başlamıştır. Ancak halen yeterince tanınmamakta ve tutundurma karması elemanları ile (Reklam, Halkla İlişkiler ve Kişisel Satış) karıştırılmaktadır. Bunun nedeni satış tutundurmanın reklam ve kişisel satış arasında bir yerde bulunmasından kaynaklanmaktadır.
Satış tutundurma reklam değildir. Ancak reklamı yapılır. Örneğin bir firmanın promosyon dağıtması satış tutundurma olarak adlandırılırken bunun televizyon  ve radyo kanallarında duyurulması ise reklamdır.
Bir işletmede satış tutundurma faaliyetleri üç hedef kitleye yöneliktir; bunlar  tüketiciler, aracılar ve satış gücüdür. Çekiliş, yarışma, para iadesi, indirim kuponu, fiyat indirimi, çoklu ürün paketleri, armağanlar, sergi, fuar ve örnek ürün dağıtımı bu kapsamda gerçekleştirilen faaliyetlerdir. Satış tutundurma katılımcı bir yapıya sahiptir.
Örneğin, reklam karşısında izleyici konumunda olan tüketiciler, promosyon faaliyetlerinde aktif birer katılımcıdır. İndirimden yararlanmak isteyen tüketici, kuponları kesmek ve biriktirmek zorundadır. Bu durumda tüketici pazarlama faaliyetlerinin içinde aktif bir biçimde yer almaktadır. 
1. Satış Tutundurmanın Üstün ve Zayıf Yönleri  
Satış ve pazarlama departmanında çalışan herkes tarafından bilinmesi gereken satış tutundurmanın, üstün ve zayıf yönleri bulunmaktadır. Üstün yönleri şunlardır: Tüketicileri özendirici bir özelliğe sahiptir, ürün ve hizmetlerin pazarda kabulünü hızlandırır, birim maliyetleri düşüktür, kontrolü ve denetimi kolaydır, ilgi çekicidir.
Zayıf yönleri ise: Eksik dağıtım kanalında uygulanamaz, yaygın dağıtımda tercih edilmelidir, modası geçen ürünlerin satışında kullanılmamalıdır, bir anda mucizeler yaratamaz, diğer pazarlama faaliyetlerinden bağımsız yürütülemez, aşırı yüksek fiyatlı bir malı devamlı sattıramaz.
Sonuç olarak, satış tutundurma faaliyetlerini tek basma kullanmayın. Diğer çalışmalarla (Reklam, Kişisel Satış, Tanıtma gibi) birlikte uygulamaya çalışın. Zayıf yönlerinde de söz ettiğimiz gibi, tek başına kullanıldığı takdirde, başarılı olma şansı çok düşüktür.
2. Satış Tutundurmanın Amaçları ve Etkinliği  
Satış tutundurmanın genel amaçları şunlardır:
Satış gücüne yardım etmek, ürünün satışında aracı firmaların desteğinin sağlanması ve tüketicilere yönelik satışların artırılmasıdır. Bu amaçlar doğrultusunda, satış tutundurma tekniklerinden hangisini seçeceğinize karar verirken, ürünün niteliğine, finansal yapıya, piyasanın darlığına/genişliğine ve işletme dışı koşullara bakmalısınız.
Örneğin, endüstriyel mamuller üreten bir firma için fuarlara katılmak, tarımsal mal üreten bir firmaya oranla çok daha gereklidir.
Satış tutundurma faaliyetleri oligopol piyasasında fiyat dışı rekabetin yoğun olması nedeniyle yaygın olarak kullanılır. Ayrıca yeni bir marka, ürün çıktığında ya da üründe bir değişiklik yapıldığında önemli bir etkinlik alanına sahiptir.
Örneğin; yeni bir ürünün pazara sunulduğu dönemde (deterjan, şampuan, diş macunu vb.) ücretsiz küçük boyutlarda numunelerin dağıtılması yoluyla tüketicilerin ürünü denemesi sağlanmaktadır, Böylece üründen memnun kalan müşterilerin satın alma davranışı göstermesi amaçlanır. Tüm satış tutundurma faaliyetleri mal veya hizmetin şu anki kullananlar ya da potansiyel kullanıcılar tarafından satın alınmasını hızlandırma amacı taşımaktadır.


Satışları Artıracak 7 Pazarlama Yöntemi
Sırt çantası taşımaya bayılırım. Benim için, uzun bir yürüyüşten sonra, hayatta kalmak için ihtiyacım olan her şey sırt çantamda olmak suretiyle, bir dağın tepesinde ya da bir gölün kıyısında uyumaktan daha güzel bir ödül olamaz. 
Ne zaman bir yolculuk planı yapsam, çantamın ağırlığını minimum, götüreceğim eşyaların faydasını maksimum düzeyde tutmaya büyük önem veririm. Taşıdığım en önemli eşyalardan biri çakımdır. Küçük ve yoğun bir alettir, görece hafiftir, ama pek çok fayda sunar. Onunla, ip ya da yiyecek kesebilir, konserve açabilir, tahta yontabilir, küçük nesneleri tutabilir ya da vida sıkabilirim. Çakı, ormandayken başıma gelebilecek hemen her durumda bana yardımcı olabilen çokyönlü bir araçtır.
Küçük boy işletmenizi pazarlamanız gerektiğinde, pazarlama planınız, daha fazla iş yapmanızı engelleyen pek çok durumla başa çıkmanıza yardımcı olabilir. Pazarlamanın satışları artırmanıza yardım etmesini sağlayan 7 yöntem şöyledir:
Dikkat Çekmek
Müşteri kazanmanın ilk adımı, pazarınızın dikkatini çekmektir. Gelecekteki müşterileriniz varlığınızdan habersiz iseler, onlara asla satış yapamazsınız.
Pazarınız tarafından fark edilmenin en iyi yolu, çarpıcı bir pazarlama mesajı kullanmaktır: ihtiyaçlarına doğrudan, açık ve özlü bir biçimde yanıt verdiği için, müşteri adaylarınca çabucak benimsenen sözcükler. Mevcut metninizde basit ayarlamalar yaparak, ilanlarınız, broşürleriniz, web siteniz, yaptığınız iş hakkında konuşma şekliniz ve kullandığınız diğer pazarlama malzemeleri ile, işinize ilgiyi aniden artırabilirsiniz.
Satış Gücü Olan Çarpıcı Bir Pazarlama Mesajınız Var Mı?
Web Sitesi Trafik Optimizasyonu
Çarpıcı bir pazarlama mesajına sahip olmanın etkilerinden biri, web sitenize hedeflediğiniz ziyaretçileri çekmek için bu mesajı kullanabilmenizdir. Web sitesi, her tür işe verimlilik katabilecek önemli bir araçtır. Müşteri adayı listenizi oluşturmak, onları eğitmek ve satışları artırmak için web sitenizi kullanabilirsiniz.
Müşteri Adayı Listenizi Oluşturmak
Gittikçe uzayan bir müşteri adayı listesi, her tür işletmede başarının sırrıdır; çünkü, zaman içinde daha fazla sayıda insanı ürün ve hizmetleriniz hakkında eğitmenizi sağlar. Web siteniz, müşteri adayı listenizi oluşturmak için harika bir araçtır. Pazarlama faaliyetinizle ilk kez karşılaşan insanların çoğu, satın almayı düşünmüyordur. Aksine, bilinçli karar alabilmek için, bir nevi araştırma yapıyor ve bilgi topluyorlardır. Bu durum, kalite bilgisini temas bilgisiyle değiş tokuş edebilmeniz için bir fırsattır.
Her Hafta Nasıl Daha Çok Müşteri Adayı Kazanabilirsiniz?
Müşteri Adaylarını Eğitmek

Pazarlamanın satışları artırması için kullanılabilecek bir başka etkili yol, müşteri adaylarını eğitmektir. Pazarlama faaliyetlerinizle gelecekteki müşterilerinizi eğitmeyi başarabilirseniz, bu kişiler sağladığınız değeri net olarak kavrayacaklardır.
Gelecekteki Müşterilerinizi Nasıl Eğitiyorsunuz?
Satışı Kolaylaştırmak

Satışınızla ilgili sorular için telefonunuz çaldığında, ne yaptığınızı ve ürün ve hizmetlerinizin değerini anlatarak çok fazla zaman mı geçiriyorsunuz? Pazarlama bulmacasının yukarıda adı geçen parçalarını yerli yerine koyduğunuzda, müşterileriniz, yapabileceğiniz yardımın değeri hakkında zaten net bilgi sahibi olacaklardır. Sonuç, telefon çaldığında, anlatmakla daha az, satışı tamamlamakla daha çok zaman geçirmeniz olacaktır.
Referanslar Oluşturmak
En iyi iş kaynağı, mutlu müşteridir. Bir müşteri, bir arkadaşına ya da meslektaşına sizin harika olduğunuzu söylediğinde, yeni birine satış yapmanın önündeki engelleri büyük ölçüde ortadan kaldırır. Doğamız gereği, genellikle arkadaş ve meslektaşlarımıza güveniriz. Dolayısıyla, biri birşey tavsiye ettiğinde, tavsiye edilen şeye inanma eğilimi gösteririz. Referansın bir başka avantajı, gönderme yapılan şeyin değerinin, halihazırda birbirini tanıyan insanlar arasında esrarengiz bir biçimde iletilmesidir. Büyük pazarlama planları, nasıl referans oluşturulacağı konusunda net hedeflere sahiptir.
Referans Oluşturma Konusunda Hedefleriniz Neler?
Araştırma Yapmak

Bilgi güçtür, özellikle pazarınızı anlamak söz konusu ise. Pazarınızın ürün ya da hizmetleriniz hakkında ne düşündüğünü ve nasıl konuştuğunu ne kadar iyi bilirseniz, sunduğunuz şeyin değerini o kadar iyi iletebilirsiniz. Sonuç, artan satışlar olacaktır.
Pazarınız Hakkında Bilgi Edinme Planınız Nedir?
Pazarlamayla Geleceğe
Çakımı çok severim. Bana pek çok şekilde yardımcı olur; çoğu zaman da hiç beklemediğim şekillerde. Pazarlama çalışmalarınız, sürekli daha çok müşteri çekmenize ve işinizi büyütmenize yardım edecek yeterlilikte mi?
Jeremy COHEN                                                                                                                                 
ALINTI:MOR FİKİRLER