Bu Blogda Ara

Alışverişlerinizde hangi mağazaları tercih edersiniz?

LÜTFEN DİKKAT

kaymakcioglupazarlama.blogspot.com



PAZARLAMA PLATFORMUNA HOŞGELDİNİZ

 

 

M.UFUK KAYMAKÇIOĞLU



Blog Arşivi

25 Haziran 2010 Cuma

PERAKENDECİLİK


        
                                                   
                     PERAKENDECİLİĞİN TANIM VE KAPSAMI                       
Hedef tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarını en uygun zamanda ve en uygun mekanda karşılamayı amaç edinen işletmelerin, ürün ve hizmetlerini tüketicilere ulaştıracak en etkin dağıtım kanallarınıkurmaları gerekmektedir. Dağıtım kanalının oluşturulması ve fiziksel dağıtımın planlanması,pazarlama eylemlerinin başarısı açısından oldukça önemli yere sahiptir. Tüketici beklentilerine uygun olarak üretilmiş, uygun bir fiyata sahip, tüketicilere reklamı yapılmış bir ürünün istenilen satış noktalarında tüketici tarafından bulunmaması, daha önce yapılmış tüm başarılı çalışmaları bir anda silip götürmektedir. “En kötü mal, rafta bulunmayan maldır” deyişi de bunu en iyi şekilde anlatmaktadır.
Tüketicilere zaman ve yer faydası sağlamak, fiziksel dağıtım kanalının en önemli amacıdır.
Doğru ürünlerin, doğru zamanda, doğru fiyattan, doğru miktarlarda ve doğru yerlerde bulundurulmasını hedefleyen dağıtım kanalının belki de en önemli halkası, ürünün tüketici ile karşı karşıya geldiği perakendecilerdir. Perakendecilik,“nihai tüketiciye ve ticari kar amacıyla alım yapmayan kuruluşlara yapılan her türlü mal ve hizmet satışı” olarak tanımlanmaktadır. (Kotler,2000:378)
Bir başka ifade ile perakendecilik, mamul ve hizmetleri ticari amaçla kullanma veya tekrar satmamak ve bunun yanında kişisel ve ailesel kullanımları için nihai tüketiciye pazarlanması ile ilgili tüm faaliyetleri kapsar. Bu çerçevede faaliyet gösteren tüm işletmeler perakendecilik işi ile ilgilidir. (Tek, 1999: 583.)
Üreticiler açısından da perakendeciliğin önemi bir hayli fazladır. Perakendeciler, tüketicilere mamul ve hizmetlerin ulaştırılmasında son nokta olmanın yanı sıra onlarla sürekli iletişim içerisindedir. Üreticiler, perakendeciler sayesinde, ürün ve hizmetler hakkında tüketiciler hakkında bilgi toplayabilmekte, deyim yerinde ise tüketicilerin nabzını tutabilmektedir.

PERAKENDECİLİĞİN TARİHSEL GELİŞİMİ
19. yy.ın ikinci yarısından itibaren perakendecilik gelişmeye başlamıştır. Bu dönemde bölümlü mağazalar ortaya çıkmıştır. Dönemin karakteristik özellikleri ürünlerin büyük sergi alanlarında sergilenmesi ve büyük miktarların fiyatlarının düşük olarak satışa sunulmalarıdır. 20.yy.ın başlarında zincir mağazaların ortaya çıkmaya başlamıştır. Zincir mağazaların ortaya çıkmasında ki temel nokta 1860’lı yıllardaki kooperatifçilik hareketleridir.
Perakendecilik sektörünün merkezi olan Amerika Birleşik Devletleri’nde 1930’larda faaliyete başlayan süpermarketler 1950’li yıllarda hızlı bir gelişim süreci göstermiştir. Sonraki yıllarda, Amerikalı tüketicilerin uzun süre tercih ettikleri çok dükkanlı mağazalar eskiyen alt yapıları dolayısıyla tüketicilerin isteklerine uymadıkları ve genelde şehir içinde inşa edilmiş olmaları dolayısıyla park sorunu yaratmışlardır. Zamanla çekiciliklerini kaybetmişlerdir. Amerika Birleşik Devletleri’nde olduğu gibi Avrupa’da da büyük metropollere göçün artması, çalışanların ve çekirdek aile sayısının artması alışveriş alışkanlıklarını ve tüketim yapısını değiştirmiştir. Bu gelişmelerin yansıması sonucunda perakende satış noktalarında değişimler görülmüştür. Avrupa’da büyük ölçekli dağıtım olayına ilk giren ülke olan Fransa, perakendecilik sektöründe belli bir olgunluğa gelmiştir. Perakendecilik sektörünün satış alanında, en gelişmiş ülkelerinden biri olan Almanya, perakende sektörü küreselleşme etkisiyle önemli bir gelişim süreci göstermiştir. 1980’li yıllar boyunca ciroları oldukça yüksek ve satışları hızla artan, Avrupa’daki en etkin perakendecilik sektörü ve zincir perakendeciliğin en güçlü olduğu ülke ise İngiltere olmuştur. (Arasta, 1999)
Tüketim alışkanlıklarındaki değişim, özellikle gıda ürünleri dışında faaliyet gösteren işletme sayısında artışa neden olmuştur. Bu gelişmeler, ulusal düzeyde sınırlı kalmayıp küreselleşmenin sektöre yansıması sonucu hızlı bir gelişme göstermiştir. Her ülkenin gelişme sürecinin farklı olması, uluslararası ticaretin gelişmesinde belirleyici olmuştur. Sınır ötesi ticaretin artması, yabancı yatırımlarla ortaklıklar, şirket evlilikleri, perakendecilik sektörünün gelişmesinde önemli faktörler olmuştur. Anadolu’da perakendecilik özellikle besin maddeleri alanında, ortaçağdan itibaren hızla gelişmeye başlamıştır. Sanayileşmede kitle üretimi, Avrupa’ya göre daha geç dönemlerde başladığı için, modern perakendecilik de ülkemizde daha geç dönemlerde gelişmiştir. Ticari ilişkilerin kurulduğu Selçuklu kervansarayları ile çeşitli el işleri ile besin maddelerinin aynı çatı altında satıldığı kapalı çarşılar, Anadolu’nun ilk hipermarketleri olmuştur.
Ticari yaşama ahlaki kurallar getiren ahilik örgütü, dünyadaki ilk tüketiciyi koruma örgütlemesidir. Her üreticinin bir işareti olması zorunluluğu “marka” anlayışını ortaya çıkarmıştır. 19 yy’da Avrupa’nın etkisiyle İstanbul’un Beyoğlu bölgesinde ilk bonmarşeler ve pasajlar açılmıştır.
1930 yılında çıkartılan Belediye Kanunu ile belediyelere Tanzim Satış Mağazaları kurma yetki ve sorumluluğu verilmiştir. 1950’ li yılların başında İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı, Migros’un kurucusu Duttweiler’i İstanbul’a getirmiş, bu ziyaretten edinilen tecrübelerle ilk Tanzim Satış Mağazaları açılmıştır. 1954 yılında %51 oranında İsviçre Migros’un, %49 oranında İstanbul Belediyesi ile Toprak Mahsulleri Ofisi ve Et ve Balık Kurumu’nun ortaklığı ile Migros’un temelleriatılmıştır. 18 Eylül 1956’da hayatı ucuzlatıp, taşra kentlerini perakendecilikle tanıştırmak amacıyla, devrin Başbakanının da desteği ile Gima (Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Türk A.Ş.) kurulmuştur. 1975 yılında İsviçre, Migros tüm hisselerini Koç grubunadevretmiştir. (Tuzcuoğlu, 1999:33)
1970’li yılların ikinci yarısında itibaren, “süpermarketçilik” moda olmuştur. 1970’li yılların sonlarında belediyeler, karaborsayı önlemek, tüketiciyi korumak ve nakit akışı sağlamak gibi amaçlarla perakende satış mağazaları kurmayabaşlamışlardır. İstanbul’un tekstil ticaret merkezi Sultanhamam’da 1950’lerde giyim ürünleri ticaretiyle perakendeciliğe başlayan Yeni Karamürsel, dayanıksız tüketim ürünleri de satan ilk alışveriş merkezini 1970’lerde açmıştır. Beymen grubunun giyim ve tüketim ürünleri satan zinciri Çarşı’nın ise ilk şubesi 1981 yılında İstanbul Bakırköy’de açılmıştır.
Avrupa’nın en büyük marketler zinciri Metro, 1986 yılında Türkiye’de yatırım yapmaya karar vermiştir. Türkiye’nin ilk “Cash&Carry” (peşin öde, al götür) toptancı marketi Metro’nun ilk mağazası İstanbul Güneşli’de açılmıştır. Daha sonraki yıllarda Metro zinciri, Ankara, İstanbul Kozyatağı, Bursa, İzmir ve Adana’da da mağazalar açılmıştır. 
İlki 1993 yılında Türk Petrol Holding’in yatırımı ile açılan Spectrum,kırtasiye marketleri alanında bir öncü olmuştur.Sonraki yıllarda Office 1 Superstore’da piyasaya girmiştir. Türkiye’nin ilk modern Shopping Mall’u (Toplu Alışveriş Merkezi), 1988 yılında İstanbul Ataköy’de 77.000 m2 alandan, 136 mağaza ile Galeria adıyla açılmıştır. Ankara’nın ilk modern alışveriş merkezi Atakule 1989 yılında hizmete girmiştir. İstanbul’un Anadolu yakasının ilk modern alışveriş merkezi Capitol 40.000 m2 alanda 150 mağaza ile 1993 yılında açılmıştır. Aynı yıl Levent’te Akmerkez Alışveriş Merkezi de hizmete girmiştir. 
22 Kasım 1993’de Avrupa’nın en büyük 5 hipermarket zincirinden biri olan Carrefour İstanbul
Kozyatağı’ nda 10.000 m2’lik kapalı satış alanına sahip, 40.000 kalem malın satıldığı 86 yazarkasalı 3000 araçlık otoparklı, İstanbul’un ilk hipermarketini açmıştır. 1996 yılında 80 milyon $’lık yatırımla önünde birde alışveriş merkezi açılmıştır. Carrefour, 31 Ekim 1996’da Sabancı Topluluğu ile ortaklık anlaşması imzalamıştır.(Tuzcuoğlu: 33)
90’lı yılların ilk yarısında uluslararası hipermarketlerin ve birleşen süpermarketlerin rekabetiyle baş edebilmek amacıyla bir çok şehrin Bakkal Odaları, üyeleri adına üreticilerden toplu alım yapıp, malları dağıtma işini üstlenen dağıtım şirketleri kurmuşlardır.
Tekfen, Akkök ve İstikbal gruplarının ortaklığı ile kurulan Makro Supercenter’in ilk mağazası 1994 başında Akmerkez’de açılmıştır. Yüksek gelir seviyesindeki müşterileri hedefleyen Makro, İstanbul’da büyüdükten sonra Anadolu’ya yayılmıştır.
Mayıs 1995 yılında Alman zinciri Aldi, Türkiye’nin ilk Ucuzcu Market Zinciri (Discounter) olarak Birleşik Mağazalar A.Ş. BİM’i kurulmuştur. Migros’un ucuzcu market zinciri Şok, Migros mağazalarından dönüştürülen 10 şube ile Ekim1995’ de hizmete girmiştir. Yapı Market yatırımları 1995 yılında patlama yapmıştır. Merter’de Götzen, Beylikdüzü’nde Planet, Kağıthane’ de As 2000, Kozyatağı’nda Bauhaus nalbur marketleri açılmıştır. 90’lı yılların ikinci yarısında yabancı zincirler üreticilerden doğrudan alım yaptığı için, sert bir rekabet ile karşı karşıya kalan geleneksel gıda ve temizlik ürünleri toptancıları, ya belli üreticilerin ürünlerinde uzmanlaşarak (bayilik sistemi), ya da ambalajlı bakliyat ürünleri gibi konularda üreticiliğe kayarak
ayakta kalmayı başarmışlardır.
Perakendecilik sektörünün çevresel ve tarihsel etkiler açısından 5 temel etmen Türk perakendecilik sektörünü şekillendirmiştir. (Özcan, 1997)
Her şeyin satıldığı dükkanlardan, belli ürünlerde uzmanlaşmış satış noktalarına geçiş süreci,
1980’lerdeki ekonomik büyüme ve liberal politikalar iç piyasanın yabancı mal, hizmet ve yatırımcılara açılması,
Yeni teknoloji ve yönetimin teknikleri elde edilebilirliği kolaylaştırması ve bunların büyük perakendecilerin çalışmalarını daha hızlı hale getirmesi,
Uluslararası perakendecilik firmaların Türkiye’ye yatırımlarını ve birçok gelişmiş ticari uygulamayla tanışılmasını sağlaması,
Artan harcanabilir gelir ve modern batıya dönük etkilerle kentli orta ve üst sınıf, yeni vefarklı tüketim eğilimleri sergilemeye başlaması.

Türkiye’deki perakendeciliği cazip kılan temel faktörler şu şekilde sıralanabilir: (Tahiroğlu, 1999:51)
● Tüketimde Yaşanan Artış Toplumda değişen tüketim alışkanlıkları, şehirleşme oranındaki yükselme ile birlikte gelir seviyesindeki artışlar da perakende pazarının gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
● Perakendeciliğin Yükselişi Perakende pazarında sayıları hızla artan büyük mağazaların açılması yatırımların hızlanmasına neden olmaktadır.
● Ülkenin Ekonomik Durumu Temel olarak vadeli alıp, peşin satmak esasına dayalı perakendecilik sektörü bu alanda sıcak para ve düzenli nakit akışının olması bu alana olan yatırımların hızlanmasına neden olmaktadır.
● Yer Kapma Savaşları Çarpık şehirleşmenin sonucu büyük mağazalar için uygun alanların kısıtlı ve pahalı olması perakende sektöründe yatırım yapacak yatırımcıların uzun vadeli olarak karlı gözükecek yatırımlar yapmasına neden oluyor.
● Yabancı Ortaklıkların Etkisi Bir çok yabancı perakendeci Türk pazarına girmek istiyor. Bu durum yerli yatırımcıların ortaklık konusunda cazip olanaklar sunmasın neden oluyor.
● İşin Kolaylığının Cazibesi Perakendecilik sektörünü iyi tanımayan bir çok
yatırımcı bu sektörde yapılan işin kolay, yatırımın hızlı geri dönüşe sahip, karlı ve basit bir yatırım
olduğunun düşüncesi içindedirler.

PERAKENDECİ KURULUŞLAR
1. Bağımsız Mağazalar (Bakkal v.b.)
Perakendeci işletmelerin mülkiyet ve hukuki durumları ile ilgili bir kavramdır. İşletme sahibi tek bir kişi olabileceği gibi ortaklık şeklinde de olabilir. İşletme çok küçük ise sahibi tek başına tüm işlerini görür; bakkal, manav gibi.
2. Birleşik Perakendecilik
Genelde gıda maddeleri dağıtımında, klasik gıda perakendeci ve toptancılarının önce zincir mağazalara sonra da süpermarketlere karşı tepkilerinden doğmuştur. Ortak alımların gerçekleştirilmesi için siparişlerin toplanması, en iyi fiyat ve kalite şartlarıyla alım kaynaklarının bulunması ve modern perakendecilerle rekabet etmek amacıtaşımaktadırlar. Belli başlı üç türüne rastlanılmaktadır; gönüllü zincirler, perakendeci kooperatifler, perakendeci gruplar.
3. Mağazasız Perakendecilik
Satıcı ve alıcıların yüz yüze alışveriş yapmadıkları perakende türüdür. Mallar belli bir toptancıdan geçmediği için doğrudan satış da denilmektedir. Posta (mektup) yoluyla, evde, makineli satış şekilleri vardır. Bunlar içinde evde satış, Türklerin yabancı olmadığı ve halen Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde uygulanmakta olan en eski perakende satışyöntemidir.
4. Hipermarket
Süper marketlerde gıdadan başka mamullerin satışının da yapılması sonucu, ihtisaslaşmadan uzaklaşma meydana gelmiş ve bu durum hipermarketlerin gelişmesine neden olmuştur. Satışlar self servistir, ödemeler kasada yapılır, satış alanları asgari 2500 m²'dir. Genellikle şehir merkezlerinin dışında, geniş otopark imkanları ile özellikle otomobili olan müşterilere hitap etmektedirler. Süperstore ve süper-süpermarket olarak da bilinirler. Belpa Türkiye’nin ilk hipermarketi sayılır. MMM İstanbul Migros ise halen Türkiye’nin en gelişmiş hipermarketidir.

5. İndirimli Satış Mağazaları
Genellikle üretici ve imalatçı kuruluşların açmış olduğu mağazalar bu tür indirimli mağazalara örnektir. Türkiye’de Paşabahçe’nin açmış olduğu kendi satış mağazaları, Beymen’in ürünlerini indirimli satan Çarşı mağazaları, Vakko’nun az defolu mallarını satanİndirimli Vakko Mağazası benzer örneklerdir. Bu mağazalarda mallar devamlı liste ve reklam fiyatından düşük satılır. Kent yakınlarında kiralanan ucuz yerlerde kurulan bu mağazalar, stokları elden çıkarmak için geçici olarak başvurulan bir yöntem değildir.
6. Zincir Mağazalar
Tek bir merkeze bağlı, faaliyetlerinin belli ölçüde merkezden kontrol edildiği ve genellikle aynı tip perakendeci mağazalardan oluşan gruplardır. Bazı ülkeler zincir mağaza konusunda kriterler koymuşlardır. Norveç’te sayıları en az on olan şubeler aynı mağaza sahibinindir ve merkezi idare altındadır. İsveç’te de on şube gerekli, Almanya’da ise bölgesel olarak ayrılmış satış noktalarını kontrol etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Gıda perakendeciliği dahil her türlü mal ve hizmet perakendeciliği kurulabilmektedir.
7. Alışveriş Merkezleri (Shopping Center)
Tarihi pazar yerinin 20. yüzyılda uygulanmış biçimidir. Tek birim olarak tasarlanmış, perakendeci dükkanları, hizmet birimleri ve bir otopark alanından oluşur. Bu merkezlerde lokanta, banka, tiyatro, bürolar, servis istasyonları bulunabilir. Amaç dizili, yanyana getirilmiş mağazaların prestijinden yararlanarak müşterileri tüm merkeze çekmektir. Mahalle, topluluk, bölgesel alışveriş merkezleri olarak üç türü bulunmaktadır. Ülkemizde modern anlamda ilk alışveriş merkezi Galleria adıyla 1988 yılında urulmuştur.
8. Peşin Öde Götür (Cash And Carry)
Fabrikadan teslim edilen ambalajlar içinde birimi verilen malları tüketici bir toptancı veya perakendecinin antreposundan “cash and carry” usulüyle alabilmektedir. Bir self servis satış metodu olan bu yöntemde, satış üreticinin malı gönderdiği ambalaj parçalanmadan yapılmaktadır. Ambalaj ve personel yönünden pazarlama masrafları asgariye indiğinden daha ucuza satış yapma imkanı olabilmektedir. Metro bu yöntemle satış yapan mağazalara örnektir.
9. Drug-Store
Genellikle ABD’de yaygın olan bu mağazalarda küçük bir lokanta, sandöviç büfesi ve diğer imkanlar bulunmaktadır. Drug-store faaliyetleri, ayak üstü tüketim ve satınalma olmak üzere iki şekilde yapılır.

10. Süpermarket
Süpermarket, Türkiye’de yanlış tanınan ve bilinçli veya bilinçsiz yanlış kullanılan bir kavramdır. Ülkeden ülkeye değişen bir yapı gösterdiğinden standart bir tanım bulmak zordur. İlk kez ABD’de doğup gelişmiş buradan sosyalist ülkeler dahil olmak üzere tüm dünya ülkelerine yayılmıştır. Türkiye’de süpermarketin ilk örneğinin İstanbul Şişli’de kurulan Çankaya Pazarı olduğu ileri sürülmektedir. Esas olarak 1955’de kurulan İsviçre Migros Kooperatifler Federasyonu tarafından kurulan Migros-Türk Türkiye’de süpermarket fikrinin öncülerindendir. Süpermarket Enstitüsüne göre süpermarket, “haftada en az 20.000 veya yılda 1.000.000 dolarlık satış yapan ve tamamen reyonlara ayrılmış gıda mağazasıdır.”

DÜNYADA ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ
Amerika Birleşik Devletleri’nde alışveriş merkezleri (shopping mall) ’nin gelişimi 1920’lere
rastlamaktadır. Gittikçe gelişen alışveriş merkezleri endüstrisi, Uluslararası Alışveriş Merkezleri
Derneği'nin (International Council of Shopping Centres- ICSC) 1957 yılında Amerika'da kurulması ile resmi organizasyonuna kavuşmuştur. Aradan geçen sürede ICSC, içinde Türkiye'deki Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği'nin (AMPD) de bulunduğu toplam 70 ülkede ulusal ve bölgesel ölçekte faaliyet gösteren 20’den fazla alışveriş merkezinin bağlı olduğu, alışveriş merkezleri sanayii ile ilgili konularda faaliyet gösteren 40.000’e yakın üyesi olan dünya çapında bir kuruluş haline gelmiştir. (Kujubu, Nelson, 1999: 38.)
1970’li yıllarda shopping mall’larda ihtisaslaşmaya gidilmeye başlamıştır. Bu dönemin en önemli
gelişmelerinden biri shopping mall’ların yalnız giysi satan yerler olmaktan çıkıp, çeşitli ürün
grupları satan mağazaların yanında, sinema, yemek ve diğer eğlence faaliyetlerini de içeren bir yapıda gelişmesini sürdürmüştür. 1980’li yıllarda shopping mall endüstrisi olgunluk dönemine erişmiştir.
Amerikan tarzı alışveriş merkezleri, fabrika satış mağazaları ile ucuz ve eski sezon ürünleri satan
mağazalardan oluşan outlet’lerin eklenmesiyle Avrupa’da da son yıllarda gelişmeler görülmeye
başlamıştır. Bu merkezlerin kurulmasında “anchor” denilen büyük isim yapmış ve müşteri çeken
hipermarketler ya da mağazalara gereksinim duyulmuştur. Avrupa’da kuzey veya güney ülkelerinde yer alan alışveriş merkezlerinde bölgesel farklılıklardan kaynaklanan değişimler
olsa bile anchor mutlaka bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan bir sorun olan sadık müşteri anlayışı Avrupa perakendecilik sektöründe de yaşanmaktadır. Kendine özgü değerleri olan bu tarz müşterilerin yüksek fiyat ödeyebileceği bilinmesine rağmen, artık sadık müşterilerin de ucuz ürüne ve bunu satan yerlere yöneldiği görülmektedir. (Arasta, 1999: 40) Bu da alışveriş merkezlerine olan ilgiyi daha da artırmaktadır.

TÜRKİYE’DE ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ
Alışveriş merkezlerinin gelişim süreci; Osmanlı İmparatorluğu döneminde bakkal veya benzeri
esnaf tipi işletmelerin zamanla kapalı çarşı gibi merkezlerde toplanması ile günümüz alışveriş
merkezlerine benzer nitelikte oluşumlarla başlamıştır. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde
geleneksel bakkal tipi alışveriş düzeninin devamı yanında semt pazarları geleneği devam etmiştir.
1950’li yıllarda gelişmiş ülkelerdeki perakende ticaret düzeninden etkilenmelerin başlaması ile
Migros Türkiye’ye girmiş ve 1956’da Gima’nın kuruluşuyla gelişim süreci devam etmiştir. 1970’li
yıllarda piyasayı düzenleme amacıyla belediyelerce kurulan tanzim satış mağazaları, ucuz ve toplu
alışveriş alışkanlıklarının tüketiciler arasında yaygınlaşmasını sağlamıştır. 1980’li yıllarda ithal
ikameci politikaların terk edilmeye başlanmasıyla birlikte tüketicilerin ithal mallara olan ilgisi
artmıştır. Dolayısıyla bu ürünlerin bulunabildiği alışveriş merkezlerinin kurulması zorunluluğu
doğmuştur. 1990’lı yıllarda her geçen gün artan büyük perakendeciler ve bu alan hızla akan
yabancı sermaye ile alışveriş merkezleri en hızlı yapılanma sürecine girmiştir. İlk örneği 1988
yılında devlet ortaklığı ile Ataköy İstanbul’da açılan Galeria Alışveriş Merkezi Houston'daki “The
Galleria” alışveriş merkezinden esinlenerek yapılmıştır ve bu sektörde ilk olma özelliğini
taşımıştır. Ataköy Turizm Merkezi kompleksi içinde yer alan Galleria Alışveriş Merkezi'nin
yarattığı etki, o dönemde, bu tip alışveriş merkezlerine ilk örneği olması sebebiyle sadece
Ataköy'ü değil, tüm İstanbul'u kapsamıştır. İlk açıldığı zaman beklenmedik bir ilgi gören merkezde
kira koşulları, ana cadde mağazacılığına göre daha ağır olmasına rağmen hemen hemen tüm zincir mağazalar bu merkez içinde yer almaya çalışmışlardır. Ülkemizdeki alışveriş merkezlerinin
ilk kuruluş yerleri olarak metropol şehirler tercih edilmiş ve İstanbul bu yapılanma sürecinde ilk
tercih edilen şehir olma özelliğini korumuştur. Hızlı gelişme sürecindeki alışveriş merkezleri diğer
büyük şehirlerde de görülmeye başlanmıştır. Ankara’da Atakule ve Karum alışveriş merkezlerinin açılmasıyla devam etmiştir. Son zamanlarda ise bu merkezlerin yapılanması Anadolu kentlerine kaymaya başlamıştır.
Ancak Türkiye'deki bu kadar gelişmeye rağmen, Amerika'nın en büyük alışveriş merkezlerinden "Mall of America" her yıl ortalama 42 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Sadece sağladıkları sosyal ortam bakımından değil, yaratılan istihdam açısından da alışveriş merkezleri önemli bir sektör oluşturmaktadır. ICSC'nin 1997 verilerine göre Amerika'da alışveriş merkezlerinde toplam 10 milyon kişi istihdam edilmektedir. Türkiye'de 1997 yılı itibariyle perakendecilik sektöründe yaklaşık Türkiye'de de 1 milyondan fazla kişinin çalıştığı
tahmin edilmektedir.
Uluslararası Alışveriş Merkezleri Derneği (ICSC); İstanbul'da Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) ile Uluslararası Alışveriş Merkezleri Derneği'nin işbirliğiyle düzenlenen ve sektörel gelişmelerin değerlendirildiği "Gelecek Burada" adını taşıyan konferansta İstanbul'da bulunan alışveriş merkezlerinin son derece başarılı olduğu belirtilmiştir. Ayrıca; yaşam standardının yükselmesinde önemli bir rolü bulunan alışveriş merkezlerinin, daha fazla ürünü daha ucuza tüketiciye sunulduğu belirtilmiştir. Kuzey Amerika'da alışveriş merkezlerinin perakendecilik sektöründeki payının yüzde 50 olduğu, Türkiye ve diğer bölgelerde alışveriş merkezlerinin pazar payının düşüklüğü ve Kuzey Amerika'da büyüme oranı Türkiye'den farklı olarak müşterinin sadakatine bağlı olarak geliştiği de açıklanmıştır.
Günümüz alışveriş merkezleri, nüfus yoğunluğunun fazla ve ekonomik çekiciliğin yüksek olduğu
bölgelerde kurulma sürecini devam ettirmektedir. Fakat iki yılı aşkın süredir Türk ekonomisindeki kriz, hem alışveriş merkezleri yatırımlarını hem de alışveriş merkezlerinin işleyişlerini yavaşlatmış
bulunmaktadır. Büyük şehirlerin dışında alışveriş merkezlerinin yoğun olduğu İzmit, Bursa, Konya, Mersin, Denizli bu süreçte önemli bölgeler olarak gözümüze çarpmaktadır.



Dünyada perakendecilik sıralaması








Deloitte’un hazırladığı “Perakendenin Küresel Güçleri 2008” raporu, dünya perakende sektörünün hızla büyümeye devam ettiğini ve ekonomileri her geçen gün yükselen ülkelerden çıkan büyük perakende şirketlerinin en çok kazananlar arasında yerlerini almaya başladığını ortaya koydu. Raporda yer alan, dünyanın en büyük 250 perakende şirketi listesinde Wal – Mart birinci, Carrefour ikinci, The Home Depot ise üçüncü sırayı yer alırken Türkiye’den Migros ilk kez listeye girmeyi başardı.
30 Ocak 2008, İstanbul. Deloitte tarafından düzenli olarak her yıl hazırlanan, “Perakendenin Küresel Güçleri 2008” raporu dünya perakende sektörünün güçlü bir şekilde büyüdüğünü ortaya koydu. Şirketlerin 2006 yılı verilerine dayanılarak hazırlanan raporda dünyanın en büyük 250 perakende şirketinin sıralamasına da yer verildi. Rapora göre, sektörün en büyük 250 şirketinin toplam cirosu 3,25 trilyon dolara ulaştı.
İlk üç sırayı 344,9 milyar dolar perakende cirosuyla Wal Mart, 97,8 milyar dolarla Carrefour ve 90,8 milyar dolarla The Home Depot’nun aldığı listeye bu yıl Çin ve Rusya’dan toplam 6 şirketin ilk kez girmesi dikkat çekti. Türkiye’den de Migros 2,9 milyar dolar perakende cirosuyla ilk kez listeye girmeyi başardı.
Raporu değerlendiren Deloitte Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Sorumlu Ortağı ve Tüketim Endüstri Lideri Uğur Süel şunları söyledi:
 Küresel perakende sektörü son derece heyecan verici bir döneme giriyor. Yükselen ekonomilerde ciddi bir konsolidasyon ve modernleşme süreci yaşanıyor. Geleneksel olarak uluslararası zincirlerin ağırlıklı olduğu Çin ve Rusya gibi pazarlardan çıkan perakende şirketleri şimdi dünyanın en büyük 250 şirketinin arasına katılıyorlar. Türkiye’den Migros da bunu başaran şirketlerden biri oldu. Ülkemizden aynı başarıyı gösterecek başka şirketlerin de çıkacağına inanıyoruz.” 
3 trilyon doları aşan ciro 
Deloitte’un çalışmasının sonuçlarına göre dünyanın en çok satış yapan 250 perakende şirketinin toplam cirosu 3 trilyon 250 milyar dolar seviyesine ulaştı. En büyük ilk 10 şirket 978,5 milyar dolarla, toplam cironun % 30,1’ini gerçekleştirdiler. Bir önceki yıl ilk on şirketin payı % 29,4 olmuştu. Listeye giren 250 şirketten sadece 36’sının satışlarında azalma oldu. 
Sıralamada ilk üçte yer alan Wal Mart, Carrefour ve The Home Depot’yu, dördüncü sırada 79,9 milyar dolarlık cirosuyla Tesco, beşinci sırada ise 74,8 milyar dolarla Metro izledi. Bir önceki yıl Metro’nun altında kalan Tesco böylece sıralamayı değiştirmiş oldu.
En büyük 250 listesinde özel ilgi alanlarına hitap eden perakende zincirlerinin sayısında da artış görüldü. Ayakkabı zincirlerinin sayısı 49’a, tüketici elektroniğinde uzmanlaşan zincirlerin sayısı 37’ye, mobilya, oyuncak, mücevher, oto parçaları ve kırtasiye gibi alanlarda faaliyet gösteren zincirlerin sayısı ise 88’e çıktı. Uzmanlar, küresel ekonomik büyüme ile kendine güveni artan ve gıda / barınma sorunlarını çözmüş önemli bir tüketici kesiminin artık daha özel ürünler için para harcamaya başladığını kaydediyorlar.
Yükselişe geçen ekonomiler meydan okuyor 
Ekonomileri hızla yükselmekte olan ülkelerden çıkan perakende zincirlerinin küresel ağırlığı giderek artıyor. İlk kez bu yıl Deloitte’un en büyük küresel perakende zincirleri listesine Rusya ve Çin’den 6 şirket girmeyi başardı.
Çin’de 2003 yılında kurulan Bailian 101’inci, ile 2006’da Rusya’nın en büyük iki zincirinin birleşmesiyle ortaya çıkan X5 Retail Group ise 191’inci sırayı aldılar. Bu şirketlerin yanı sıra Çin’den Suning Appliance 216’ıncı, Gome Electrical Appliances 218’inci, Dalian Dashang 224’üncü, Rusya’dan ise Euroset 229’uncu sırada yerlerini aldılar.
Dünyanın en büyük 250 perakende şirketi listesine, Çin ve Rusya ile birlikte yükselen ekonomiler arasında yer alan Türkiye’den giren Migros 236’ıncı sıradan girdi. Ayrıca Migros Türk, 2001-2006 yılları arasında en hızlı büyüyen 50 şirket arasında 12. sırada yer aldı.

DÜNYADA PERAKENDECİ SIRALAMASI (cirosal bazda)


















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder